Je vais racheter l’archipel et balayer l’architecte
– Takımadaları satın alıp mimarı süpüreceğim.
V.A.L.D archi prêt comme un archer à deux mètres
– V.A.L.D archi iki metrede okçu olarak hazır
J’prépare tout d’une main de maître, ça sent bientôt l’happy end
– Her şeyi ustaca bir el ile hazırlıyorum, yakında mutlu son gibi kokuyor
J’ai mon vaisseau d’aliens, j’ai mes néons Mercedes
– Uzaylı gemim var, neon ışıklarım var.
J’suis le grand cru, t’es la piquette, j’suis dans ton cul ‘vec la zipette
– Ben grand cru’yum, sen piquette’sin, kıçının içindeyim, fermuarla
On a cramé tes disquettes, bientôt, Suikon, la mixtape
– Disketlerini yaktık, yakında, Suikon, mixtape
Viens là partager l’bifteck, fils de pute de carnivore
– Buraya gel ve bifteği paylaş, etobur orospu çocuğu
R.A.F si j’tiens longtemps, si j’vis pas le maximum
– R.A.F eğer uzun süre dayanırsam, eğer maksimum yaşamazsam
Pour moi, c’est trop facile, je ne fais même pas d’effort
– Benim için çok kolay, çaba bile göstermiyorum
Entre nous, c’est logique, pourquoi j’ferais des efforts ?
– Aramızda kalsın, mantıklı, neden çaba göstereyim ki?
Han, pourquoi j’ferais des efforts ?
– Han, neden bu kadar uğraşayım ki?
Oh
– Ey
Regarde-moi bien dans les yeuz, mec, j’vais pas m’casser les yeuks
– Gözlerime iyi bak dostum, gözlerimi kırmayacağım.
J’ai beau viser les bes-j’, ma foi, des fois, ça touche la te-tê
– Bes-j’yi hedefliyor olabilirim, inancım, bazen te-tê’ye dokunuyor
La mission est remplie même si la mission est keus
– Görev keus olsa bile görev yerine getirilir
J’ai creusé la frontière entre le génie et l’à-peu-près
– Dahi ve kabaca arasındaki çizgiyi kazdım
Elle voudrait qu’j’lui cède, que j’l’aime tant
– Ona boyun eğmemi istiyor, onu çok sevdiğimi
P’t-être que j’l’aime tant, mais qu’est-ce qu’elle me tend
– Belki onu çok seviyorum, ama bana ne veriyor
Regarde-moi bien dans les yeuz, mec, j’vais pas m’casser les yeuks
– Gözlerime iyi bak dostum, gözlerimi kırmayacağım.
La frontière est fine entre le génie et l’à-peu-près
– İnce çizgi dahi ve kabaca arasındadır
V.A.L.D, t’es si fort, je t’aime, je fais pas d’effort
– V.A.L.D, çok güçlüsün, seni seviyorum, hiç çaba sarf etmiyorum.
Pourquoi j’ferais des efforts ? C’est tellement logique entre nous
– Neden çaba harcayayım ki? Bu aramızda çok anlamlı
Est-ce la folie en ce jour ou c’était pareil avant-hier ?
– Bu gün delilik mi yoksa dünden önceki gün aynı mıydı?
Quand tu disais pas : “Bonjour” et qu’on l’disait à grand-mère
– Sen “Merhaba” demiyorken biz de büyükanneme söylüyorduk.
D.L.A.V à l’envers pour amateur de camembert
– D.L.A.V camembert sevgilisi için baş aşağı
Si on r’part, on r’part en guerre ; si on m’parle, on m’parle en M
– Eğer savaşa gidersek, savaşa gideriz; eğer benimle konuşursak, benimle M dilinde konuşuruz.
Tu peux prendre un K.O technique, le rap peut rendre paro, mec
– Teknik bir nakavt yapabilirsin, rap paro yapabilir, adamım
T comme “tarif” droit dans l’cœur, les balles s’arrêtent pas dans l’pec’
– T kalbinde “tarife” olarak, mermiler pec’de durmuyor ‘
Je pense à elle quand je dors, j’en rêve encore au réveil
– Uyurken onu düşünüyorum, uyandığımda hala onu hayal ediyorum
Je la protège quand je mords, ou la fais jouir, ça dépend
– Isırdığımda onu korurum ya da boşalmasını sağlarım, duruma göre değişir.
J’aimerais bien dormir un peu mais je commence à der-ban
– Keşke biraz uyuyabilseydim ama der-ban yapmaya başlıyorum.
On m’a d’mandé d’faire un vœu, j’ai dit : “Arrêter les méchants”
– Önce bir dilek tutmam istendi, “Kötü adamları durdurun” dedim.
Pour moi, c’est trop facile, je ne fais même pas d’effort
– Benim için çok kolay, çaba bile göstermiyorum
Entre nous, c’est logique, pourquoi j’ferais des efforts ?
– Aramızda kalsın, mantıklı, neden çaba göstereyim ki?
Han, pourquoi j’ferais des efforts ?
– Han, neden bu kadar uğraşayım ki?
Oh
– Ey
Regarde-moi bien dans les yeuz, mec, j’vais pas m’casser les yeuks
– Gözlerime iyi bak dostum, gözlerimi kırmayacağım.
J’ai beau viser les bes-j’, ma foi, des fois, ça touche la te-tê
– Bes-j’yi hedefliyor olabilirim, inancım, bazen te-tê’ye dokunuyor
La mission est remplie même si la mission est keus
– Görev keus olsa bile görev yerine getirilir
J’ai creusé la frontière entre le génie et l’à-peu-près
– Dahi ve kabaca arasındaki çizgiyi kazdım
Elle voudrait qu’j’lui cède, que j’l’aime tant
– Ona boyun eğmemi istiyor, onu çok sevdiğimi
P’t-être que j’l’aime tant, mais qu’est-ce qu’elle me tend
– Belki onu çok seviyorum, ama bana ne veriyor
Regarde-moi bien dans les yeuz, mec, j’vais pas m’casser les yeuks
– Gözlerime iyi bak dostum, gözlerimi kırmayacağım.
La frontière est fine entre le génie et l’à-peu-près
– İnce çizgi dahi ve kabaca arasındadır
La musique, c’est d’la magie, l’industrie, c’est pas d’la magie
– Müzik sihirdir, endüstri sihir değildir
J’mets pas une pièce dans la machine, l’algorithme est dans la machine
– Makineye bozuk para koymuyorum, algoritma makinede.
Pas d’effort, pas de gâchis, j’vais pas charbonner comme la Chine
– Çaba yok, karışıklık yok, Çin gibi kömüre gitmiyorum
Parce que, charbonner comme la Chine, ça fait monter l’taux d’CO2
– Çünkü Çin gibi kömür de CO2 endeksini yükseltiyor
Regarde-moi bien dans les yeuz, mec, j’vais pas m’casser les yeuks
– Gözlerime iyi bak dostum, gözlerimi kırmayacağım.
J’ai beau viser les bes-j’, ma foi, des fois, ça touche la te-tê
– Bes-j’yi hedefliyor olabilirim, inancım, bazen te-tê’ye dokunuyor
La mission est remplie même si la mission est keus
– Görev keus olsa bile görev yerine getirilir
J’ai creusé la frontière entre le génie et l’à-peu-près
– Dahi ve kabaca arasındaki çizgiyi kazdım
Elle voudrait qu’j’lui cède, que j’l’aime tant
– Ona boyun eğmemi istiyor, onu çok sevdiğimi
P’t-être que j’l’aime tant, mais qu’est-ce qu’elle me tend
– Belki onu çok seviyorum, ama bana ne veriyor
Regarde-moi bien dans les yeuz, mec, j’vais pas m’casser les yeuks
– Gözlerime iyi bak dostum, gözlerimi kırmayacağım.
La frontière est fine entre le génie et l’à-peu-près
– İnce çizgi dahi ve kabaca arasındadır
Kategoriler