Kategoriler
Genel

$UICIDEBOY$ – Kill Yourself (Part III) İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

It’s not fair, I found love
– Bu adil değil, aşkı buldum.
It made me say that get back
– Bunu söylemek bana geri yaptı
You’ll never see daylight
– Bir daha gün yüzü göreceksiniz
If I’m not strong, it just might
– Eğer güçlü değilsem, olabilir.
It’s not fair, I found love
– Bu adil değil, aşkı buldum.
It made me say that get back
– Bunu söylemek bana geri yaptı
You’ll never see daylight
– Bir daha gün yüzü göreceksiniz
If I’m not strong, it just might
– Eğer güçlü değilsem, olabilir.

They figure me a dead motherfucker
– Beni ölü bir orospu çocuğu sanıyorlar.
But I’m just a motherfucker that wanna be dead
– Ama ben sadece ölmek isteyen bir orospu çocuğuyum.
Snow Leopard with the lead in his head, turnin’ me into a sweater
– Kafasında kurşun olan kar Leoparı, beni süvetere dönüştürüyor.
Bitches use me as their fucking bedspread
– Orospular beni yatak örtüsü olarak kullanıyorlar.
I be the silhouette of a sunset
– Bir gün batımının silueti olurum
Smoke a cigarette while I compress my depression
– Depresyonumu sıkıştırırken bir sigara iç
Stare into the violet fluorescent lights, makes me violent
– Mor floresan ışıklara bakmak beni şiddetlendiriyor.
I’m tryna get the highest I can get before I overdose and die
– Aşırı dozdan ve ölmeden önce alabileceğimin en yüksek dozunu almaya çalışıyorum.
My ribs are nothing but an empty cage, black hole in my chest
– Kaburgalarım boş bir kafesten başka bir şey değil, göğsümdeki kara delik
Big bang, Yung Plague on the tip of a wave
– Büyük patlama, Dalganın ucundaki Yung Vebası
In my head, I feel like I’m a guest, so I’ma throw it all away
– Kafamda kendimi misafir gibi hissediyorum, bu yüzden hepsini çöpe atacağım.
Because when I am dead, I will be nothing decomposin’ in a grave
– Çünkü öldüğümde, bir mezarda çürüyen hiçbir şey olmayacağım.
I’m matter, but I don’t matter
– Ben maddeyim ama önemli değilim.
I can feel my skull shatter from the dull chatter
– Donuk gevezelikten kafatasımın kırıldığını hissedebiliyorum.
Brain splattered on the wall
– Beyin duvara sıçradı
Grey stains won’t dissolve, gonna have to paint it all
– Gri lekeler çözülmeyecek, hepsini boyamamız gerekecek.

It’s not fair, I found love
– Bu adil değil, aşkı buldum.
It made me say that get back
– Bunu söylemek bana geri yaptı
You’ll never see daylight
– Bir daha gün yüzü göreceksiniz
If I’m not strong, it just might
– Eğer güçlü değilsem, olabilir.

Always boasting my emotions on how I’m so fucking broken
– Nasıl bu kadar kırıldığıma dair duygularımla övünüyorum hep.
Think I’m joking when I’m talkin’ about blowing my head open
– Sanırım kafamı patlatmaktan bahsederken şaka yapıyorum.
‘Til the moment you walk in and find my body motionless
– İçeri girip bedenimi hareketsiz bulduğun ana kadar
Wrists slit, thoughts of $licky falling in an open pit, shit
– Bilekler yarık, açık bir çukura düşen $licky düşünceleri, bok
Always burn my bridges ’cause I’d rather fall in ditches
– Hep köprülerimi yak çünkü hendeklere düşmeyi tercih ederim.
If life’s a game of inches, then my dick has been the biggest
– Eğer hayat bir santim oyunuysa, o zaman sikim en büyüğüydü.
And my goal’s to fuck the world until that motherfucker’s twitchin’
– Ve amacım o orospu çocuğu seğirene kadar dünyayı sikmek.
Lane switchin’, same mission, to die and blame my addiction, bitch
– Şerit değiştirme, aynı görev, ölmek ve bağımlılığımı suçlamak, kaltak

It’s not fair, I found love
– Bu adil değil, aşkı buldum.
It made me say that get back
– Bunu söylemek bana geri yaptı
You’ll never see daylight
– Bir daha gün yüzü göreceksiniz
If I’m not strong, it just might
– Eğer güçlü değilsem, olabilir.