Ain’t nobody fuckin’ with me like they used to
– Kimse eskisi gibi benimle dalga geçmiyor mu
Open seat in the coupe so I scooped you
– Kupadaki koltuğu aç, ben de seni yakaladım
I get caught up in my thoughts and I can’t think right
– Düşüncelerime kapılıyorum ve doğru düşünemiyorum
Caught up in a nightmare so I don’t sleep right
– Bir kabusa yakalandım, bu yüzden doğru uyuyamıyorum
I just want them to treat me like they used to, ayy
– Sadece bana eskisi gibi davranmalarını istiyorum, ayy
I just want something real that I’m used to, yeah
– Sadece alıştığım gerçek bir şey istiyorum, Evet
I just want them to treat me like they—ayy, ayy
– Sadece bana onlar gibi davranmalarını istiyorum-ayy, ayy
I just want something real that I’m—yeah, yeah
– Sadece gerçek bir şey istiyorum—Evet, Evet
Went from no one to someone, at least I thought so
– Kimseden birine gitmedim, en azından öyle düşündüm
Stuck up in a bad dream, watching front row
– Kötü bir rüyada sıkışmış, ön sırada izliyor
People warnin’ me that everything is gonna change
– İnsanlar her şeyin değişeceği konusunda beni uyarıyor.
Never thought that it would be in the worst way
– Bunun en kötü şekilde olacağını hiç düşünmemiştim
Life goin’ up and goin’ down at the same time
– Hayat aynı anda yukarı ve aşağı gidiyor
Suicidal thoughts creepin’ up in my mind
– İntihar düşünceleri aklımda sürünüyor
Drug dealer, pocket reaping the benefits
– Uyuşturucu Satıcısı, cep faydaları hasat
Only thing I fuckin’ had to get me through this shit
– Tek yapmam gereken bu boku atlatmamdı.
I’ve been stripped of all I had, man
– Aldım gitti, adam oldum
Lost relations with my dad, damn
– Babamla olan ilişkimi kaybettim, lanet olsun
Lost relations with the fam’, damn
– Fam ‘ ile kayıp ilişkiler, lanet olsun
Lost touch of who I am, sad
– Kim olduğumun dokunuşunu kaybettim, üzgün
I’m out seekin’ peace like I’m seekin’ air to breathe
– Nefes almak için hava aradığım gibi huzur arıyorum
Pray to a God that I never thought I would believe
– İnanacağımı hiç düşünmediğim bir tanrıya dua et
Grant me serenity for all the things I cannot change
– Değiştiremediğim her şey için bana huzur ver
Wisdom to know that what I can ain’t the same
– Bilmenin hikmeti, yapabileceklerimin aynı olmadığını bilmek
Ain’t nobody fuckin’ with me like they used to
– Kimse eskisi gibi benimle dalga geçmiyor mu
Open seat in the coupe so I scooped you
– Kupadaki koltuğu aç, ben de seni yakaladım
I get caught up in my thoughts and I can’t think right
– Düşüncelerime kapılıyorum ve doğru düşünemiyorum
Caught up in a nightmare so I don’t sleep right
– Bir kabusa yakalandım, bu yüzden doğru uyuyamıyorum
I just want them to treat me like they used to
– Sadece bana eskisi gibi davranmalarını istiyorum.
I just want something real that I’m used to
– Sadece alışkın olduğum gerçek bir şey istiyorum
I just want them to treat me like—uh, ayy
– Sadece bana şey gibi davranmalarını istiyorum.
I just want something real that I’m—uh, yeah
– Ben sadece gerçek bir şey istiyorum.
All my life, I’ve been waitin’ ’til the time right
– Hayatım boyunca, doğru zamana kadar bekledim
Waitin’ for the shade of light that make me shine bright
– Beni parlatan ışığın gölgesini bekliyorum
Day turn to night, yeah, weeks turn to months
– Gün geceye döner, Evet, haftalar aylara döner
Wishin’ I could press the pause button just once
– Keşke Duraklat düğmesine sadece bir kez basabilseydim
Hidin’ in the back tryna catch up to the front
– Arkada saklanmak tryna öne yetişmek
Everything I lack, I make up for it when I stunt
– Eksik olduğum her şey, dublör olduğumda telafi ediyorum
More bitches, more money, more drugs, more honeys
– Daha fazla orospu, daha fazla para, daha fazla uyuşturucu, daha fazla cuties
More stuff, the more I want it, more I feel I’m fuckin’ stuck
– Daha fazla şey, daha fazla istiyorum, daha fazla sıkışmış hissediyorum
(I get by)
– (İdare ediyorum)
Goin’ through the motions, fuckin’ barely even growin’
– Hareketlerin içinden geçiyor, lanet olası zar zor büyüyor
(I get high)
– (Kafayı buluyorum)
Hidin’ all in my emotions, never change, I’m stuck posted
– Tüm duygularımı saklıyorum, asla değişmiyorum, takılıyorum
(I get by)
– (İdare ediyorum)
What a lame excuse to keep doin’ what I do
– Saçma bir bahane yapmaya devam ne yaptığımı
(I get high)
– (Kafayı buluyorum)
Wastin’ my shine and that’s the fuckin’ truth
– Parıltımı boşa harcıyorum ve bu lanet gerçek
Kategoriler