I wish I could fly
– Keşke uçabilseydim
I’d pick you up and we’d go back in time
– Seni alırdım ve zamanda geriye giderdik
I’d write this in the sky
– Bunu gökyüzüne yazardım.
I miss you like it was the very first night
– Seni ilk geceymiş gibi özlüyorum.
And so it goes
– Ve böylece gider
Every weekend the same party
– Her hafta sonu aynı parti
I never go alone
– Asla yalnız giderim
And I don’t seem broken hearted
– Ve kalbim kırılmış gibi görünmüyorum.
My friends all say they know
– Arkadaşlarım çok iyi bilirler ki
Everything I’m going through
– Yaşadığım her şey
I drive down different roads
– Farklı yollardan gidiyorum.
But they all lead back to you
– Ama hepsi sana geri dönüyor.
‘Cause they don’t know about the night in the hotel
– Çünkü oteldeki geceyi bilmiyorlar.
They weren’t riding in the car when we both fell
– İkimiz de düştüğümüzde arabaya binmiyorlardı.
Didn’t read the note on the Polaroid picture
– Polaroid resmindeki notu okumadım.
They don’t know how much I miss you
– Seni ne kadar özlediğimi bilmiyorlar.
I wish I could fly
– Keşke uçabilseydim
I’d pick you up and we’d go back in time
– Seni alırdım ve zamanda geriye giderdik
I write this in the sky
– Bunu gökyüzüne yazıyorum.
I miss you like it was the very first night
– Seni ilk geceymiş gibi özlüyorum.
And so it was
– Ve öyle oldu
We never saw it coming
– Bunun olacağını tahmin ediyoruz
Not trying to fall in love
– Aşık olmaya çalışmıyorum.
But we did like children running
– Ama koşan çocukları severdik.
Back then we didn’t know
– O zamanlar bilmiyorduk
We were built to fall apart
– Yıkılmak için yaratıldık.
We broke the status quo
– Statükoyu bozduk
Then we broke each other’s hearts
– Sonra birbirimizin kalbini kırdık.
But don’t forget about the night out in L.A
– Ama Los Angeles’taki geceyi unutma.
Dance in the kitchen, chase me down through the hallway
– Mutfakta dans et, koridorda beni takip et
No one knows about the words that we whisper
– Fısıldadığımız kelimeleri kimse bilmiyor.
No one knows how much I miss you
– Seni ne kadar özlediğimi kimse bilmiyor
I wish I could fly
– Keşke uçabilseydim
I’d pick you up and we’d go back in time
– Seni alırdım ve zamanda geriye giderdik
I’d write this in the sky
– Bunu gökyüzüne yazardım.
I miss you like it was the very first night
– Seni ilk geceymiş gibi özlüyorum.
Take me away
– Götür beni
Take me away
– Götür beni
Take me away
– Götür beni
To you, to you
– Senin için, senin için
Take me away
– Götür beni
Take me away
– Götür beni
Take me away
– Götür beni
To you, to you
– Senin için, senin için
I remember the night at the hotel
– Otelde geçirdiğim geceyi hatırlıyorum.
I was riding in the car when we both fell
– İkimiz de düştüğümüzde arabaya biniyordum.
I’m the one on the phone as you whisper
– Sen fısıldadığında telefondaki benim.
“Do you know how much I miss you?”
– “Seni ne kadar özlediğimi biliyor musun?”
I wish that we could go back in time
– Keşke zamanda geriye gidebilseydik.
And I’d say to you
– Ve sana şunu söyleyebilirim
“I miss you like it was the very first night”
– “Seni ilk geceymiş gibi özlüyorum”
I wish I could fly
– Keşke uçabilseydim
I’d pick you up and we’d go back in time
– Seni alırdım ve zamanda geriye giderdik
I’d write this in the sky
– Bunu gökyüzüne yazardım.
I miss you like it was the very first night
– Seni ilk geceymiş gibi özlüyorum.
Take me away
– Götür beni
Take me away
– Götür beni
Take me away
– Götür beni
To you, to you
– Senin için, senin için
Take me away
– Götür beni
Take me away
– Götür beni
Take me away
– Götür beni
To you, to you
– Senin için, senin için
Kategoriler