Oh, lookie here, fellas
– Şuraya bakın, beyler.
Take it from your Uncle Bootsy
– Bootsy Amcandan al.
Ain’t no shame beggin’ in the rain
– Yağmurda yalvarmaktan utanılacak bir şey yok
Tell her how you really feel
– Ne hissediyorsan onu söyle
Ooh, ooh-ooh
– Ooh, ooh-ooh
Ooh-ooh-ooh-ooh, ooh
– Ooh-ooh-ooh-ooh, ooh
I could pretend when I’m out with my friends
– Arkadaşlarımla dışarıdayken rol yapabilirim.
I ain’t thinkin’ about you
– Ben seni düşünüp yok’
I could pretend like I ain’t in my feelings
– Duygularımda yokmuş gibi davranabilirim.
But that ain’t true, nah (Nah)
– Ama bu doğru değil, hayır (Hayır)
When I called you out your name
– Sana adını söylediğimde
That was my ego, my pride, and pain
– Bu benim egom, gururum ve acımdı.
I should be a movie star
– Bir film yıldızı olmalıyım.
The way I play the part like everything’s okay
– Rolü her şey yolundaymış gibi oynama şeklim
Oh, now I try to be the life of the party
– Şimdi partinin hayatı olmaya çalışıyorum.
All night, buying shots for everybody
– Bütün gece, herkese içki ısmarlıyorum.
But it’s all just an act (Yeah) ’cause I can’t have you back (Yeah)
– Ama hepsi sadece bir rol (Evet) çünkü seni geri alamam (Evet)
Without you, I’ve been goin’ crazy
– Sensiz, deliriyorum
Tryna put on a smile (Put on a smile)
– Tryna bir gülümseme koy (Bir gülümseme koy)
Tryna fight these tears from cryin’
– Ağlamaktan bu gözyaşlarıyla savaşmaya çalış
But Lord knows I’m dyin’, dyin’
– Ama Tanrı biliyor ki ölüyorum, ölüyorum
Tryna put on a smile, smile (Put on a smile)
– Gülümsemeye çalış, gülümse (Gülümse)
Ooh, out here smilin’ like a fool
– Ooh, burada aptal gibi gülümsüyorsun.
When the only thing worth smilin’ for
– Gülümsemeye değer tek şey olduğunda
Baby girl, the only thing worth smilin’ for was
– Bebeğim, gülümsemeye değer tek şey şuydu:
You, you, you
– Sen, sen, sen
You, you, you, you, you
– Sen, sen, sen, sen, sen
You
– Sen
If I could turn back the hands on my Rollie, you know I would
– Rollie’mle ilgili ellerimi geri çevirebilseydim, yapacağımı biliyorsun.
I would’ve spent all my time makin’ sure that my baby good
– Emin bebeğime iyi o film benim her zaman’ geçti ki
I’m tryin’ hard to hide the shame
– Utancı saklamak için çok uğraşıyorum.
I know I’m playin’ a dangerous game
– Tehlikeli bir oyun oynadığımı biliyorum.
But since you been gone, I ain’t been the same
– Ama sen gittiğinden beri, ben eskisi gibi değilim.
There’s only so much a man can fake
– Bir erkek ancak bu kadar sahte olabilir
Oh, now I try to be the life of the party
– Şimdi partinin hayatı olmaya çalışıyorum.
All night, buying shots for everybody
– Bütün gece, herkese içki ısmarlıyorum.
But it’s all just an act (Yeah) ’cause I can’t have you back (Yeah)
– Ama hepsi sadece bir rol (Evet) çünkü seni geri alamam (Evet)
Without you, I’ve been goin’ crazy
– Sensiz, deliriyorum
Tryna put on a smile (Put on a smile)
– Tryna bir gülümseme koy (Bir gülümseme koy)
Tryna fight these tears from cryin’
– Ağlamaktan bu gözyaşlarıyla savaşmaya çalış
But Lord knows I’m dyin’, dyin’
– Ama Tanrı biliyor ki ölüyorum, ölüyorum
Tryna put on a smile, smile (Put on a smile)
– Gülümsemeye çalış, gülümse (Gülümse)
Baby, out here smilin’ like a fool
– Bebeğim, burada aptal gibi gülümsüyorsun.
When the only thing worth smilin’ for
– Gülümsemeye değer tek şey olduğunda
Baby girl, the only thing worth smilin’ for
– Bebeğim, gülümsemeye değer tek şey
When the only thing worth smilin’ for
– Gülümsemeye değer tek şey olduğunda
Baby girl, the only thing worth smilin’ for was
– Bebeğim, gülümsemeye değer tek şey şuydu:
You, you, you
– Sen, sen, sen
I’m tryna put on a smile (Put on a smile)
– (Gülümse)gülümse hassas, duygusal ve kırılgan olduğumu
Oh-oh, tryna fight these tears from cryin’
– Oh-oh, ağlamaktan bu gözyaşlarıyla savaşmaya çalış
But Lord knows I’m dyin’ (Put on a smile)
– Ama Tanrı biliyor ki ölüyorum (Gülümse)
I’m smilin’ like a fool
– Aptal gibi gülümsüyorum
When the only thing worth smilin’ for
– Gülümsemeye değer tek şey olduğunda
Baby girl, the only thing worth smilin’ for
– Bebeğim, gülümsemeye değer tek şey
When the only thing worth smilin’ for
– Gülümsemeye değer tek şey olduğunda
Oh, the only thing worth smilin’ for was
– Oh, gülümsemeye değer tek şey şuydu
You, you, you
– Sen, sen, sen
You, you, you, you, you
– Sen, sen, sen, sen, sen
Kategoriler