One, two– Bir, iki Warm night, can’t sleep, too hurt, too weak, gotta call her up– Sıcak bir gece, uyuyamıyorum, çok incinmiş, çok zayıf, onu aramalıyımDial that number, no one answers ’til it’s two o’clock– O numarayı çevir, saat ikiye kadar kimse cevap vermiyor. And if by chance, you let me come over– Ve eğer […]
Etiket: Silk Sonic
Clouds are blowin’, don’t know where we’re goin’– Bulutlar esiyor, nereye gittiğimizi bilmiyoruz.But we’re levitatin’ up in this room (Ah-ah-ah)– Ama bu odada yükseliyoruz (Ah-ah-ah)All these colors just like rainbows in summer– Bütün bu renkler tıpkı yaz aylarında gökkuşakları gibiGot us smilin’ like our dreams just came true (Yeah)– Hayallerimiz gerçekleşmiş gibi gülümsetmemizi sağladı (Evet) […]
Blow the dice for me (Hoo)– Benim için zarları patlat (Hoo)Put your pretty-ass lips together– Güzel götlü dudaklarını birleştir.Blow it real nice for me (Blow it real nice for me)– Benim için çok güzel üfle (Benim için çok güzel üfle)Yeah, I’m tryna hit a lick– Evet, hassas, duygusal ve kırılgan bir dayak atmak üzereyimAnd slide […]
Oh, lookie here, fellas– Şuraya bakın, beyler.Take it from your Uncle Bootsy– Bootsy Amcandan al.Ain’t no shame beggin’ in the rain– Yağmurda yalvarmaktan utanılacak bir şey yokTell her how you really feel– Ne hissediyorsan onu söyle Ooh, ooh-ooh– Ooh, ooh-oohOoh-ooh-ooh-ooh, ooh– Ooh-ooh-ooh-ooh, ooh I could pretend when I’m out with my friends– Arkadaşlarımla dışarıdayken rol […]
One, two, make you wanna, uh– Bir, iki, istemeni sağla, uhYeah, yeah, okay, okay, okay, okay, okay– Evet, evet, tamam, tamam, tamam, tamam, tamam Now have you ever been with a player?– Hiç bir oyuncuyla birlikte oldun mu?Take you downtown where they treat me like the mayor– Seni şehir merkezine götürüp bana belediye başkanı gibi […]
Wait a minute, this love started out so tender and so sweet– Bekle bir dakika, bu aşk çok yumuşak ve çok tatlı başladıBut now she got me smokin’ out the window– Ama şimdi beni pencereden dışarı çıkardı. Must’ve spent thirty five, forty five thousand up in Tiffany’s (Oh, no)– Tiffany’de otuz beş, kırk beş bin […]
Wait a minute, this love started out so timid and so sweet– Bekle bir dakika, bu aşk çok ürkek ve çok tatlı başladıBut now she got me smokin’ out the window– Ama şimdi beni pencereden dışarı çıkardı. Must’ve spent thirty five, forty five thousand up in Tiffany’s (Oh, no)– Tiffany’de otuz beş, kırk beş bin […]
Oh my, oh my– Olamaz, olamaz In a room full of dimes– On sent dolu bir odadaYou would be a hundred dollars– Yüz dolar olurdun.If bein’ fine was a crime– Eğer iyi olmak bir suç olsaydıGirl, they’d lock your lil’ fine ass up in a tower– Kızım, küçük güzel kıçını bir kuleye kilitlerlerThe way you […]
Say baby, say baby, say baby– Söyle bebeğim, söyle bebeğim, söyle bebeğim What you doin’? (What you doin’?)– Ne yapıyorsun? (Ne yapıyorsun?)Where you at? (Where you at?)– Neredesin? (Neredesin?)Oh, you got plans? (You got plans)– Oh, bir planın var mı? (Planların var)Don’t say that (Shut your trap)– Bunu söyleme (kapa çeneni)I’m sippin’ wine (Sip, sip) […]