Kategoriler
S Şarkı Sözleri Çevirileri

Sabrina Carpenter – Skinny Dipping İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

It’ll be a Wednesday
– Bir olacak Çarşamba
And I’ll be going in this coffee shop
– Ve bu kahve dükkanı için gidiyorum
Hear the barista call an oat milk latte and your name
– Baristanın yulaflı sütlü latte dediğini ve adını duy.
And I look up from my phone
– Ve telefonumdan bakıyorum
And think there’s no chance it’s you, but it is
– Ve sen olma ihtimalinin olmadığını düşünüyorum, ama öyle
You’ll say, “Hi”, I’ll say, “Hi, how are you?”
– Sen “Merhaba” diyeceksin, ben de ” Merhaba, nasılsın?”
You’ll say, “How’s your family? How’s your sister?”
– De ki, “ailen Nasıl olacak? Kız kardeşin nasıl?”
I’ll say, “Shannon’s being Shannon”
– “Shannon Shannon oluyor” diyeceğim.
After a minute of nonsensical chatter, you’ll say
– Bir dakika saçma sapan konuşmadan sonra şöyle diyeceksin:
“Well, this was really nice, maybe we should do this on purpose sometime”
– “Bu gerçekten güzeldi, belki bir ara bunu bilerek yapmalıyız.”
And it’ll have been long enough that we won’t harp on (Mmm-hmm)
– Ve yeterince uzun zaman olmuş olacak ki ARP yapmayacağız (Mmm-hmm)

Arguments in your garage
– Garajınızdaki tartışmalar
All the ways we sabotaged it (Mmm-hmm)
– Sabote ettiğimiz tüm yollar (Mmm-hmm)
What it was and what it wasn’t
– Ne olduğunu ve ne olmadığını

We’ve been swimming on the edge of a cliff
– Bir uçurumun kenarında yüzüyorduk.
I’m resistant, but going down with the ship
– Direniyorum ama gemiyle birlikte batıyorum.
It’d be so nice, right? Right?
– Ne güzel olurdu değil mi? Doğru mu?
If we could take it all off and just exist
– Eğer hepsini çekip öylece var olabilseydik
And skinny dip in water under the bridge
– Ve köprünün altındaki suya sıska daldırma

You’ll suggest a restaurant we used to go to
– Eskiden gittiğimiz bir restoranı önerirsin.
And I’ll say, “Won’t that be too nostalgic?”
– Ben de ” bu çok nostaljik olmaz mı?”
And you’ll say, “Maybe, but let’s do it anyway”
– Ve diyeceksin ki, “belki, ama yine de yapalım”
We won’t sit at our same old table, I promise
– Aynı eski masamıza oturmayacağız, söz veriyorum.
And we won’t bring up the past, we’ll keep it bureaucratic
– Geçmişi gündeme getirmeyeceğiz, bürokratik tutacağız.
And we won’t say it
– Ve bunu söylemeyeceğiz
But both of us, we’ll be thinking about how different we are
– Ama ikimiz de ne kadar farklı olduğumuzu düşüneceğiz.
From those scared little kids that had those (Mmm-hmm)
– O korkmuş küçük çocuklardan (Mmm-hmm)

Arguments in your garage
– Garajınızdaki tartışmalar
All the ways we sabotaged it (Mmm-hmm)
– Sabote ettiğimiz tüm yollar (Mmm-hmm)
What it was and what it wasn’t
– Ne olduğunu ve ne olmadığını

We’ve been swimming on the edge of a cliff
– Bir uçurumun kenarında yüzüyorduk.
I’m resistant, but going down with the ship
– Direniyorum ama gemiyle birlikte batıyorum.
It’d be so nice, right? Right?
– Ne güzel olurdu değil mi? Doğru mu?
If we could take it all off and just exist
– Eğer hepsini çekip öylece var olabilseydik
And skinny dip in water under the bridge
– Ve köprünün altındaki suya sıska daldırma

Ah-ha-ha, ah-ha, ah-ha, ha
– Ah-ha-ha, ah – ha, ah – ha, ha
Ah-ha-ha, ah-ha, ah-ha, ha
– Ah-ha-ha, ah – ha, ah – ha, ha
Ah-ha-ha, ah-ha, ah-ha, ha
– Ah-ha-ha, ah – ha, ah – ha, ha
Ah-ha-ha, ah-ha, ah-ha, ha
– Ah-ha-ha, ah – ha, ah – ha, ha

We’ve been swimming on the edge of a cliff
– Bir uçurumun kenarında yüzüyorduk.
I’m resistant, but going down with the ship
– Direniyorum ama gemiyle birlikte batıyorum.
It’d be so nice, right? Right?
– Ne güzel olurdu değil mi? Doğru mu?
If we could take it all off and just exist
– Eğer hepsini çekip öylece var olabilseydik
And skinny dip in water under the bridge
– Ve köprünün altındaki suya sıska daldırma