Heat lightning running outside the window
– Pencerenin dışında çalışan ısı yıldırımı
I’ve laid awake since 1:00 and now it’s 4 o’clock
– Saat 1: 00’den beri uyumadım ve şimdi saat 4 oldu.
Though I’ve held on, can’t carry it much longer
– Dayanmış olmama rağmen, daha fazla taşıyamam.
On the ceiling dancing are the things all come and gone
– Tavanda dans eden her şey gelir ve gider
And there’s nothing I can do, not much I can change
– Ve yapabileceğim hiçbir şey yok, değiştirebileceğim pek bir şey yok
So I give it up to you, I hope that’s okay
– Bu yüzden sana bırakıyorum, umarım sorun olmaz.
There’s nothing I can do, not much I can change
– Yapabileceğim hiçbir şey yok, değiştirebileceğim pek bir şey yok
I give it up to you, I surrender
– Sana teslim oluyorum, teslim oluyorum
Heat lightning, watch it from my doorstep
– Şimşeği ısıtın, kapımdan izleyin
Sleeping eyelid of the sky flutters in a dream
– Gökyüzünün uyuyan göz kapağı bir rüyada çırpınıyor
Well, I’ve held on, but feel a storm approaching
– Dayandım ama bir fırtınanın yaklaştığını hissediyorum.
Trees are swaying in the wind like sea anemones
– Ağaçlar rüzgarda deniz anemonları gibi sallanıyor
And there’s nothing I can do, not much I can change
– Ve yapabileceğim hiçbir şey yok, değiştirebileceğim pek bir şey yok
Can I give it up to you? Would that be okay?
– Bundan vazgeçebilir miyim? Sorun olmaz değil mi?
There’s nothing I can do, not much I can change
– Yapabileceğim hiçbir şey yok, değiştirebileceğim pek bir şey yok
I give it up to you, I surrender
– Sana teslim oluyorum, teslim oluyorum
There’s nothing I can do, not much I can change
– Yapabileceğim hiçbir şey yok, değiştirebileceğim pek bir şey yok
I give it up to you, I surrender
– Sana teslim oluyorum, teslim oluyorum
Kategoriler