The black hole of the window where you sleep
– Uyuduğun pencerenin kara deliği
The night breeze carries something sweet, a peach tree
– Gece esintisi tatlı bir şey taşır, şeftali ağacı
Wild women don’t get the blues
– Vahşi kadınlar blues alamadım
But I find that lately, I’ve been crying like a tall child
– Ama son zamanlarda uzun boylu bir çocuk gibi ağladığımı fark ettim
So please, hurry, leave me, I can’t breathe
– Bu yüzden lütfen, acele et, beni bırak, Nefes alamıyorum
Please don’t say you love me
– Lütfen beni sevdiğini söyleme.
Mune ga hachikire-sōde
– Mune ga hachikire-sōde
One word from you and I would
– Senden bir kelime ve ben
Jump off of this ledge I’m on, baby
– Çıkıntıdan atla bebeğim.
Tell me, “Don’t,” so I can crawl back in
– Bana “yapma” de ki, içeri girebileyim.
And I was so young when I behaved twenty-five
– Ve yirmi beş yaşında davrandığımda çok gençtim
Yet now, I find I’ve grown into a tall child
– Ama şimdi, uzun boylu bir çocuğa dönüştüğümü görüyorum
And I don’t wanna go home yet
– Ve henüz eve gitmek istemiyorum
Let me walk to the top of the big night sky
– Büyük gece gökyüzünün tepesine yürüyeyim
Please, hurry, leave me, I can’t breathe
– Lütfen, acele et, bırak beni, Nefes alamıyorum
Please don’t say you love me
– Lütfen beni sevdiğini söyleme.
Mune ga hachikire-sōde
– Mune ga hachikire-sōde
One word from you and I would
– Senden bir kelime ve ben
Jump off of this ledge I’m on, baby
– Çıkıntıdan atla bebeğim.
Tell me, “Don’t,” so I can crawl back in
– Bana “yapma” de ki, içeri girebileyim.
One word from you and I would
– Senden bir kelime ve ben
Jump off of this ledge I’m on, baby
– Çıkıntıdan atla bebeğim.
Tell me “Don’t”, so I can crawl back in
– “Sakın bana” söyle, bu yüzden ben de konuşurum
Please, hurry, leave me, I can’t breathe
– Lütfen, acele et, bırak beni, Nefes alamıyorum
Kategoriler