Kategoriler
F Şarkı Sözleri Çevirileri

Florence + the Machine – Cassandra İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

I used to see the future and now I see nothin’
– Geleceği görmek için kullanılan ve şimdi bir şey görüyorum
They cut out my eyes and sent me home packin’
– Gözlerimi kesip beni eve paketlemeye gönderdiler.
To pace around the kitchen for scraps of inspiration
– İlham artıkları için mutfağın etrafında dolaşmak
Cryin’ like Cassandra, I
– Cassandra gibi ağlıyorum, ben
I used to tell the future, but they cut out my tongue
– Geleceği anlatırdım ama dilimi kestiler.
And left me doin’ laundry to think on what I’d done
– Ve ne yaptığımı düşünmek için çamaşır yıkamama izin verdi.
It wasn’t me, it was the song
– Ben değildim, şarkıydı.

I used to move into the future and bring it all back
– Eskiden geleceğe taşınırdım ve hepsini geri getirirdim.
Let it bleed through my fingers, a treasure in my hands
– Parmaklarımın arasından kan akmasına izin ver, ellerimde bir hazine
Now I creep out when there’s no one about
– Hakkında kimse yokken şimdi korkutuyor ben
‘Cause they put crosses on the doors to try and keep me out
– Çünkü beni dışarıda tutmaya çalışmak için kapılara haçlar koydular.
The garden’s overgrown
– Bahçe büyümüş.
And I run in the middle of the road (Ooh)
– Ve yolun ortasında koşuyorum (Ooh)

Well, can you see me?
– Beni görebiliyor musun?
I cannot see you
– Göremiyorum seni
Everything I thought I knew has fallen out of view
– Bildiğimi sandığım her şey gözden kayboldu.
In this blindness I’m condemned to
– Bu körlükte mahkum oldum
Well, can you hear me?
– Peki, beni duyabiliyor musun?
I cannot hear you
– Seni duyamıyorum
Every song I thought I knew, I’ve been deafened to
– Bildiğimi sandığım her şarkıya sağır oldum
And there’s no one left to sing to
– Ve şarkı söyleyecek kimse kalmadı

All the gods have been domesticated
– Bütün tanrılar evcilleştirildi
And Heaven is now overrated
– Ve Cennet artık abartılıyor
And the churches, they all closed their doors
– Ve kiliseler, hepsi kapılarını kapattı
But you can take your complaints straight to the Lord
– Ama şikayetlerinizi doğrudan Rab’be götürebilirsiniz.
I try to still look with wonder on the world
– Hala dünyaya hayretle bakmaya çalışıyorum.
As the roses bloom
– Güller çiçek açarken
And the riot van still plainly in view
– Ve isyan minibüsü hala açıkça görülüyor

Well, can you see me?
– Beni görebiliyor musun?
I cannot see you
– Göremiyorum seni
Everything I thought I knew has fallen out of view
– Bildiğimi sandığım her şey gözden kayboldu.
In this blindness that I’m condemned to
– Mahkum olduğum bu körlükte
Well, can you hear me?
– Peki, beni duyabiliyor musun?
I cannot hear you
– Seni duyamıyorum
Every song I thought I knew, I’ve been deafened to
– Bildiğimi sandığım her şarkıya sağır oldum
And there’s no one left to sing to
– Ve şarkı söyleyecek kimse kalmadı

(Ooh)
– (Ooh)
(Ooh)
– (Ooh)
(Ooh, oh)
– (Ooh, oh)
Take me back (Ooh, ooh, ooh)
– Beni geri götür (Ooh, ooh, ooh)
Oh, drunken gods of slaughter (Ooh, ooh, ooh)
– Ah, sarhoş katliam tanrıları (Ooh, ooh, ooh)
You know I’ve always been your favourite daughter (Ooh, ooh, ooh)
– Biliyorsun ben her zaman senin en sevdiğin kızındım (Ooh, ooh, ooh)

Well, can you see me?
– Beni görebiliyor musun?
I cannot see you
– Göremiyorum seni
Everything I thought I knew has fallen out of view
– Bildiğimi sandığım her şey gözden kayboldu.
And if I run fast enough
– Ve eğer yeterince hızlı koşarsam
Could I break apart
– Ayrılabilir miyim
As empires crumble and cathedrals flatten in my heart?
– İmparatorluklar çökerken ve katedraller kalbimde düzleşirken mi?