Yeah, yeah, yeah (Blood seepin’)
– Evet, evet, evet (Kan sızıyor)
Blood, blood, blood, blood
– Kan, kan, kan, kan
Seeping into the mulch, I needed a quick result
– Malç içine sızmak, hızlı bir sonuca ihtiyacım vardı
I read it and don’t respond
– Okudum ve cevap vermedim.
She see it and salt sprinkle
– Onu görüyor ve tuz serpiyor
I needed another go
– Başka bir denemeye ihtiyacım vardı.
I’m seeing her when I want
– Onu istediğim zaman göreceğim.
Fire leaping out the hole
– Ateş delikten dışarı sıçradı
Deep breathing only make it grow
– Derin nefes almak sadece büyümesini sağlar
Ain’t wanna leave the clutch (Clutch)
– Debriyajı bırakmak istemiyorum (Debriyaj)
Far be it for me to plead with y’all
– Size yalvarmam benim için çok uzak
Hit, leanin’ into the crutch
– Vur, koltuk değneğine yaslan
Speedin’ through the lulls
– Lulls ile hızlanıyor
Take heed, we took an oath to the sword
– Dikkatli ol, kılıç yemini ettik.
The shield took a couple chinks but it never broke
– Kalkan birkaç çentik aldı ama hiç kırılmadı.
I know what he mean, how I play it based on what I’m shown
– Ne demek istediğini biliyorum, bana gösterilene göre nasıl oynadığımı.
Consolidate the cream, then I’m headed home
– Kremayı düzelt, sonra eve gidiyorum.
She ain’t shine like fourteen karat gold, rewiring
– On dört ayar altın gibi parlamaz, yeniden kablolama
Patchin’ holes
– Patchin’ delikleri
It’s no rewinding, for the umpteenth time, it’s only forward
– Geri sarma değil, onuncu kez, sadece ileri
Peace to AKAI SOLO, the soldier
– Asker AKAİ Solo’ya barış
I couldn’t toast a drink to demise, I heard the clink
– Ölümüne kadeh kaldıramadım, çınlamayı duydum.
Life could change in the blink of an eye, I’m wrinklin’ time
– Hayat bir göz açıp kapayıncaya kadar değişebilir, ben zamanı buruşturuyorum
I’ma leave it to y’all to get hoodwinked and surprised
– Sizi kandırıp şaşırtmayı size bırakıyorum.
Threw on some Bootsy, I rather be with you when I’m high
– Kafam güzelken seninle olmayı tercih ederim.
I went ahead and mixed some Beetle Juice with the wine
– Devam ettim ve şarapla biraz Böcek Suyu karıştırdım.
Skin contact, peeling her eyes, squeeze down
– Cilt teması, gözlerini soymak, sıkmak
It’s been a minute since I blew up your line
– Hattını patlatmayalı bir dakika oldu.
I leave town fast
– Kasabadan hızla ayrılıyorum.
Out the dungeon like Outkast
– Outkast gibi zindandan çık
Funnels with the loud pack
– Yüksek sesle paketi ile huniler
Hunter’s boots crunchin’ through the brown grass
– Avcının botları kahverengi çimlerin arasında çatırdıyor
Blood
– Kan
Blood seeping into the mulch, I needed a quick result
– Malç içine sızan kan, hızlı bir sonuca ihtiyacım vardı
I read it and don’t respond
– Okudum ve cevap vermedim.
She see it and sprinkle salt
– Onu görüyor ve tuz serpiyor
I needed another go
– Başka bir denemeye ihtiyacım vardı.
I’m seeing her when I want
– Onu istediğim zaman göreceğim.
Uh
– Ah
Uh
– Ah
Uh
– Ah
Kategoriler