Summer went away, still, the yearning stays
– Yaz gitti, yine de özlem kaldı
I play it cool with the best of them
– En iyileriyle havalı oynuyorum.
I wait patiently, he’s gonna notice me
– Sabırla bekliyorum, beni fark edecek
It’s okay, we’re the best of friends
– Sorun değil, biz en iyi arkadaşız.
Anyway
– Her neyse
I hear it in your voice, you’re smoking with your boys
– Sesinde duyuyorum, çocuklarınla sigara içiyorsun.
I touch my phone as if it’s your face
– Telefonuma senin yüzünmüş gibi dokunuyorum.
I didn’t choose this town, I dream of getting out
– Bu kasabayı ben seçmedim, çıkmayı hayal ediyorum
There’s just one who could make me stay
– Kalmamı sağlayabilecek tek kişi var.
All my days
– Bütün günlerim
From sprinkler splashes to fireplace ashes
– Yağmurlama sıçramalarından şömine küllerine
I waited ages to see you there
– Seni orada görmek için yaşlar bekledim
I search the party of better bodies
– Daha iyi bedenler partisini arıyorum
Just to learn that you never cared
– Sadece hiç umursamadığını öğrenmek için
You’re on your own, kid
– Tek başınasın evlat.
You always have been
– Her zaman öyleydin.
I see the great escape, so long, Daisy May
– Büyük kaçışı görüyorum, hoşça kal Daisy May
I picked the petals, he loves me not
– Yaprakları topladım, beni sevmiyor
Something different bloomed, writing in my room
– Odamda yazan farklı bir şey çiçek açtı
I play my songs in the parking lot
– Şarkılarımı otoparkta çalıyorum
I’ll run away
– Kaçacağım.
From sprinkler splashes to fireplace ashes
– Yağmurlama sıçramalarından şömine küllerine
I called a taxi to take me there
– Beni oraya götürmek için taksi çağırdım.
I search the party of better bodies
– Daha iyi bedenler partisini arıyorum
Just to learn that my dreams aren’t rare
– Sadece rüyalarımın nadir olmadığını öğrenmek için
You’re on your own, kid
– Tek başınasın evlat.
You always have been
– Her zaman öyleydin.
From sprinkler splashes to fireplace ashes
– Yağmurlama sıçramalarından şömine küllerine
I gave my blood, sweat, and tears for this
– Bunun için kanımı, terimi ve gözyaşlarımı verdim
I hosted parties and starved my body
– Partilere ev sahipliği yaptım ve vücudumu aç bıraktım
Like I’d be saved by a perfect kiss
– Sanki mükemmel bir öpücükle kurtarılacakmışım gibi
The jokes weren’t funny, I took the money
– Şakalar komik değildi, parayı aldım
My friends from home don’t know what to say
– Evden arkadaşlarım ne diyeceğini bilmiyor.
I looked around in a blood-soaked gown
– Kana bulanmış bir elbiseyle etrafıma baktım.
And I saw something they can’t take away
– Ve ellerinden alamayacakları bir şey gördüm
‘Cause there were pages turned with the bridges burned
– Çünkü çevrilmiş sayfalar vardı ve köprüler yanmıştı.
Everything you lose is a step you take
– Kaybettiğin her şey attığın bir adım
So, make the friendship bracelets, take the moment and taste it
– Öyleyse arkadaşlık bileziklerini yap, anı ayır ve tadına bak
You’ve got no reason to be afraid
– Korkmana gerek yok.
You’re on your own, kid
– Tek başınasın evlat.
Yeah, you can face this
– Evet, bununla yüzleşebilirsin.
You’re on your own, kid
– Tek başınasın evlat.
You always have been
– Her zaman öyleydin.
Kategoriler