I washed my hands of us at the club
– Kulüpte ellerimi yıkadım.
You made a mess of me
– Beni mahvettin.
I pictured you with other girls in love
– Seni aşık diğer kızlarla hayal ettim
Then threw up on the street
– Sonra sokağa kustu
Like waiting for a bus that never shows
– Hiç gelmeyen bir otobüsü beklemek gibi
You just start walking on
– Sen sadece yürümeye başla
They say that if it’s right, you know
– Eğer doğruysa, bilirsin derler.
Each bar plays our song
– Her bar şarkımızı çalıyor
Nothing has ever felt so wrong
– Hiçbir şey hiç bu kadar yanlış hissetmemişti
Oh my, love is a lie
– Aman tanrım, aşk bir yalan
Shit my friends say to get me by
– Kahretsin arkadaşlarım beni geçindirmek için söylüyor
It hits different, it hits different this time
– Farklı vuruyor, bu sefer farklı vuruyor
Catastrophic blues
– Felaket blues
Moving on was always easy for me to do
– Devam etmek benim için her zaman kolaydı
It hits different, it hits different ’cause it’s you
– Farklı vuruyor, farklı vuruyor çünkü sensin
(‘Cause it’s you)
– (Çünkü sensin)
I used to switch out these Kens, I’d just ghost
– Bu Kensleri değiştirirdim, sadece hayalet olurdum
Rip the band-aid off and skip town like an asshole outlaw
– Yara bandını sökün ve kasabayı bir pislik kanun kaçağı gibi atlayın
Freedom felt like summer then on the coast
– Özgürlük yaz gibi geldi o zaman kıyıda
Now the sun burns my heart and the sand hurts my feelings
– Şimdi güneş kalbimi yakıyor ve kum duygularımı incitiyor
And I never don’t cry (And I never don’t cry) at the bar
– Ve barda asla ağlamam (Ve asla ağlamam)
Yeah, my sadness is contagious (My sadness is contagious)
– Evet, üzüntüm bulaşıcıdır (Üzüntüm bulaşıcıdır)
I slur your name ’til someone puts me in a car
– Biri beni arabaya bindirene kadar adını lekeliyorum.
I stopped receiving invitations
– Davet almayı bıraktım
Oh my, love is a lie
– Aman tanrım, aşk bir yalan
Shit my friends say to get me by
– Kahretsin arkadaşlarım beni geçindirmek için söylüyor
It hits different, it hits different this time
– Farklı vuruyor, bu sefer farklı vuruyor
Catastrophic blues
– Felaket blues
Moving on was always easy for me to do
– Devam etmek benim için her zaman kolaydı
It hits different, it hits different ’cause it’s you
– Farklı vuruyor, farklı vuruyor çünkü sensin
(‘Cause it’s you)
– (Çünkü sensin)
I find the artifacts, cried over a hat, cursed the space that I needed
– Eserleri buluyorum, bir şapka için ağladım, ihtiyacım olan alanı lanetledim
I trace the evidence, make it make some sense, why the wound is still bleeding
– Kanıtların izini sürüyorum, yaranın neden hala kanadığını bir anlamlandırıyorum.
You were the one that I loved, don’t need another metaphor it’s simple enough
– Sevdiğim sendin, başka bir metafora ihtiyacım yok yeterince basit
A wrinkle in time like the crease by your eyes
– Gözlerindeki kırışık gibi zamanda bir kırışıklık
This is why they shouldn’t kill off the main guy
– Bu yüzden ana adamı öldürmemeliler.
Dreams of your hair and your stare and sense of belief
– Saçınızın, bakışınızın ve inanç duygunuzun hayalleri
In the good in the world, you once believed in me
– Dünyanın iyiliğinde, bir zamanlar bana inandın
And I felt you and I held you for a while
– Ve seni hissettim ve bir süre sana sarıldım
Bet I could still melt your world, argumentative, antithetical dream girl
– Bahse girerim senin dünyanı hala eritebilirim, tartışmacı, antitetik rüya kızı
I heard your key turn in the door down the hallway
– Anahtarının koridorun aşağısındaki kapıdan girdiğini duydum.
Is that your key in the door? Is it okay? Is it you?
– Kapıdaki anahtarın mı? Sorun olur mu? Sen misin?
Or have they come to take me away?
– Yoksa beni götürmeye mi geldiler?
To take me away
– Beni götürmek için
Oh my, love is a lie
– Aman tanrım, aşk bir yalan
Shit my friends say to get me by
– Kahretsin arkadaşlarım beni geçindirmek için söylüyor
It hits different (It hits different), it hits different this time
– Farklı vurur (Farklı vurur), bu sefer farklı vurur
Catastrophic blues
– Felaket blues
Moving on was always easy for me to do
– Devam etmek benim için her zaman kolaydı
It hits different (It hits different), it hits different ’cause it’s you
– Farklı vurur (Farklı vurur), farklı vurur çünkü sensin
Oh my, love is a lie
– Aman tanrım, aşk bir yalan
Shit my friends say to get me by (It hits different ’cause it’s you)
– Arkadaşlarımın beni geçindirmek için söylediği bok (Farklı vuruyor çünkü sensin)
(‘Cause it’s you)
– (Çünkü sensin)
Catastrophic blues
– Felaket blues
Moving on was always easy for me to do
– Devam etmek benim için her zaman kolaydı
It hits different, it hits different ’cause it’s you, yeah
– Farklı vuruyor, farklı vuruyor çünkü sensin, evet
Kategoriler