J’passe devant l’hazi, ça m’demande si ça va, j’réponds qu’j’suis en vie
– Hazi’nin önünden geçiyorum, bana sorun olup olmadığını soruyor, hayatta olduğumu cevaplıyorum
J’l’ai encore rendue triste, j’ai demandé si ça va, elle m’a laissé en vu
– Onu tekrar üzdüm, sorun olup olmadığını sordum, beni görüş alanında bıraktı.
J’veux pas la vie de Ghandi, j’veux la vie de dandy, j’veux la vie de bandit
– Gandi’nin hayatını istemiyorum, züppe’nin hayatını istiyorum, haydut’un hayatını istiyorum
Tous mes gars se marient, tous mes gars font des gosses, moi, j’regarde leurs stories
– Bütün adamlarım evleniyor, bütün adamlarımın çocukları oluyor, onların hikayelerini izliyorum.
J’veux pas mourir de soif, j’cours après le cash, négro, j’peux pas m’nourrir d’espoir
– Susuzluktan ölmek istemiyorum, paranın peşinden koşuyorum zenci, umutla beslenemem
J’ai pas l’sourire ce soir, j’roule à 230 comme si j’pouvais mourir deux fois
– Bu gece param yok, 230’da sürüyorum sanki iki kez ölebilirmişim gibi
Y a des putes dans l’carré, j’fais semblant d’aimer le Dom Pé’
– Apartmanda fahişeler var, Dom Pe’yi seviyormuş gibi yapıyorum.
Celui qui a écrit mon destin s’est pas réveillé du bon pied
– Kaderimi yazan kişi sağ ayakla uyanmadı.
Oh, parfois, le brolique fait moins mal qu’les mots
– Bazen eğik kelimelerden daha az acıtır.
Deux heures du matin, pourtant, j’m’étais juré de dormir tôt (Tôt, tôt)
– Sabah saat ikide, yine de kendime erken uyumaya yemin ettim (Erken, erken)
J’suis Tupac Amaru, je joue pas à l’amour (All Eyes On Me, All Eyes)
– Ben Tupac Amaru, aşk oynamıyorum (Tüm Gözler Üzerimde, Tüm Gözler)
C’est celui qui a tiré qui t’demande : “T’as mal où ?” (Pew-pew, ti-ki, pew-pew)
– Sana şu soruyu soran kişi: “Nerede acı çekiyorsun?” (Pew-pew, ti-ki, pew-pew)
J’suis Tupac Amaru, je joue pas à l’amour (All Eyes On Me, All Eyes)
– Ben Tupac Amaru, aşk oynamıyorum (Tüm Gözler Üzerimde, Tüm Gözler)
C’est celui qui a tiré qui t’demande : “T’as mal où ?”
– Sana şu soruyu soran kişi: “Nerede acı çekiyorsun?”
Avant, on s’protégeait des autres, maintenant, on s’protège l’un d’l’autre, bitch, please
– Eskiden birbirimizi korurduk, şimdi birbirimizi koruyoruz, kaltak, lütfen
J’suis pas fait pour être en couple, j’suis fait pour être en distrib’, yeah
– Bir ilişki içinde olmak gibi bir niyetim yok, bir Dağıt’ olması gerekiyordu, ben Evet
Peut-être qu’on s’est promis trop d’choses, peut-être qu’on s’est connus trop tôt
– Belki birbirimize çok fazla söz verdik, belki de birbirimizi çok erken tanımalıyız
Ce soir, j’regarde ton numéro comme si c’était les chiffres du loto (Loto, loto)
– Bu gece numaranıza loto numaraları gibi bakıyorum (Loto, loto)
Et c’est p’t-être dommage, j’la facetime pour arrêter la guerre comme si j’étais Erdoğan
– Ve belki de yazık, facetime’ı savaşı durdurmak için Erdoğan’mışım gibi kullanıyorum
Parano comme si c’était moi qui gérait le rrain-te
– Paranoyak, sanki bu işi ben yürütüyormuşum gibi.
Des fois, il faut mentir pour sauver ton couple, baby
– Bazen çiftini kurtarmak için yalan söylemen gerekir bebeğim.
Oh, parfois, le brolique fait moins mal qu’les mots
– Bazen eğik kelimelerden daha az acıtır.
Deux heures du matin, pourtant, j’m’étais juré de dormir tôt (Tôt, tôt)
– Sabah saat ikide, yine de kendime erken uyumaya yemin ettim (Erken, erken)
J’suis Tupac Amaru, je joue pas à l’amour (All Eyes On Me, All Eyes)
– Ben Tupac Amaru, aşk oynamıyorum (Tüm Gözler Üzerimde, Tüm Gözler)
C’est celui qui a tiré qui t’demande : “T’as mal où ?” (Pew-pew, ti-ki, pew-pew)
– Sana şu soruyu soran kişi: “Nerede acı çekiyorsun?” (Pew-pew, ti-ki, pew-pew)
J’suis Tupac Amaru, je joue pas à l’amour (All Eyes On Me, All Eyes)
– Ben Tupac Amaru, aşk oynamıyorum (Tüm Gözler Üzerimde, Tüm Gözler)
C’est celui qui a tiré qui t’demande : “T’as mal où ?” (Pew-pew, ti-ki, pew-pew)
– Sana şu soruyu soran kişi: “Nerede acı çekiyorsun?” (Pew-pew, ti-ki, pew-pew)
Kategoriler