I couldn’t help it, yes, I let it get in
– Elimde değildi, evet, içeri girmesine izin verdim.
The helpless optimism of spring
– Baharın çaresiz iyimserliği
Worn out and tired and my heart never tired
– Yorgunum ve yorgunum ve kalbim hiç yorulmadı
And the world bent double from weeping
– Ve dünya ağlamaktan ikiye katlandı
And yet, the birds begin to sing
– Ve yine de, kuşlar şarkı söylemeye başlar
Ooh, ooh, oh
– Ooh, ooh, oh
Daffodil
– Nergis
Daffodil
– Nergis
I’m not bad, I’m not good
– Kötü değilim, iyi değilim.
I drank every scar that I could
– Elimden gelen her yarayı içtim.
Made myself mythical, tried to be real
– Kendimi efsanevi yaptım, gerçek olmaya çalıştım
Saw the future in the face of a
– Geleceği karşısında gören bir
Daffodil
– Nergis
Daffodil
– Nergis
Daffodil
– Nergis
Daffodil
– Nergis
You practice resurrection every night
– Her gece diriliş pratiği yapıyorsun.
Raising the dead under the moonlight
– Ay ışığının altında ölüleri diriltmek
And in the gloaming, I start to cry
– Ve hüzün içinde, ağlamaya başlıyorum
You’re a perfect pearl hung in the sky
– Sen gökyüzünde asılı duran mükemmel bir incisin.
There is no bad, there is no good
– Kötü yok, iyi yok
I drank all the blood that I could
– İçebildiğim kadar kan içtim.
Made myself mythical, tried to be real
– Kendimi efsanevi yaptım, gerçek olmaya çalıştım
Saw the future in the face of a
– Geleceği karşısında gören bir
Daffodil
– Nergis
Daffodil
– Nergis
Daffodil
– Nergis
Daffodil
– Nergis
English sun, she has come
– İngilizce güneş var gel
To kiss my face and tell me I’m that chosen one
– Yüzümü öpmek ve bana o seçilmiş kişi olduğumu söylemek için
A generation soaked in grief
– Kederle ıslanmış bir nesil
We’re drying out and hanging on by the skin of our teeth
– Kuruyoruz ve dişlerimizin derisine tutunuyoruz.
I never thought it would get this far
– İşin buraya geleceğini düşündüm
This somewhat drunken joke
– Bu biraz sarhoş şaka
Sometimes I see so much beauty
– Bazen çok fazla güzellik görüyorum
I don’t think that I can cope
– Başa çıkabileceğimi sanmıyorum.
There is no bad, there is no good
– Kötü yok, iyi yok
I drank every scar that I could
– Elimden gelen her yarayı içtim.
Made myself mythical, tried to be real
– Kendimi efsanevi yaptım, gerçek olmaya çalıştım
Saw the future in the face of a
– Geleceği karşısında gören bir
Daffodil
– Nergis
Daffodil
– Nergis
Daffodil
– Nergis
Daffodil
– Nergis
Kategoriler