Si l’courage avait un visage, il aurait l’tien
– Adamın yüzü olsaydı, şöyle görünürdü:
Pas besoin de grand chose mais de toi, j’ai besoin
– Çok ihtiyacım yok ama sana ihtiyacım var
J’sais pas si j’crois en Dieu mais en toi, je crois bien
– Tanrı’ya inanıp inanmadığımı bilmiyorum ama sana inanıyorum.
Et pourquoi s’rait-il masculin ? Pardonne-moi, on n’nait pas misogyne, on le devient
– Ve neden buna erkeksi deniyor? Bağışlayın beni, biz kadın düşmanı doğmadık, kadın düşmanı oluyoruz
Mais faudrait surtout pas qu’madame porte la culotte
– Ama hepsinden önemlisi, külotunu giymesine izin verme.
Même si la charge mentale, on sait bien qui la porte
– Zihinsel yük olsa bile, onu kimin taşıdığını iyi biliyoruz
Et si être féministe est devenu à la mode
– Ve eğer feminist olmak modaya uygun hale geldiyse
C’est toujours mieux vu d’être un salaud qu’une salope
– Her zaman bir fahişeden çok bir piç olarak görülmek daha iyidir.
T’inquiète pas, ça va aller, faudra bien que ça change
– Merak etme, her şey yoluna girecek, değişmesi gerekecek.
Ça prendra quelques années vu que ça nous arrange
– Bize uyması birkaç yıl alacak.
T’inquiète pas, ça va aller, faudra bien que ça change
– Merak etme, her şey yoluna girecek, değişmesi gerekecek.
Ça prendra quelques années vu que ça nous arrange
– Bize uyması birkaç yıl alacak.
Toujours obligée d’aimer enfanter (Toujours obligée d’aimer enfanter)
– Her zaman doğum yapmayı sevmekle yükümlüdür (Her zaman doğum yapmayı sevmekle yükümlüdür)
La contraception qui te détruit la santé (La santé, la santé, la santé)
– Sağlığınızı yok eden kontrasepsiyon (Sağlık, sağlık, sağlık)
Endométriose, enchantée (Endométriose)
– Endometriozis, büyülü (Endometriozis)
J’suis mieux payé que toi sans vouloir me vanter (Me vanter, me vanter)
– Övünmek istemeden senden daha iyi para alıyorum (Övünmek, övünmek)
Mais faudrait surtout pas qu’madame porte la culotte
– Ama hepsinden önemlisi, külotunu giymesine izin verme.
Même si la charge mentale, on sait bien qui la porte
– Zihinsel yük olsa bile, onu kimin taşıdığını iyi biliyoruz
Et si être féministe est devenu à la mode
– Ve eğer feminist olmak modaya uygun hale geldiyse
C’est toujours mieux vu d’être un salaud qu’une salope
– Her zaman bir fahişeden çok bir piç olarak görülmek daha iyidir.
T’inquiète pas, ça va aller, faudra bien que ça change
– Merak etme, her şey yoluna girecek, değişmesi gerekecek.
Ça prendra quelques années vu que ça nous arrange
– Bize uyması birkaç yıl alacak.
T’inquiète pas, ça va aller, faudra bien que ça change
– Merak etme, her şey yoluna girecek, değişmesi gerekecek.
Ça prendra quelques années vu que ça nous arrange
– Bize uyması birkaç yıl alacak.
T’inquiète pas, ça va aller, faudra bien que ça change
– Merak etme, her şey yoluna girecek, değişmesi gerekecek.
Ça prendra quelques années vu que ça nous arrange
– Bize uyması birkaç yıl alacak.
T’inquiète pas, ça va aller, faudra bien que ça change
– Merak etme, her şey yoluna girecek, değişmesi gerekecek.
Ça prendra quelques années vu que ça nous arrange
– Bize uyması birkaç yıl alacak.
Kategoriler