Moi, un jour, je s’rai un grand artiste, j’gagn’rai même un Grammy– Ben, bir gün, harika bir sanatçı olacağım, hatta Grammy bile kazanacağımJ’aurai des sous et, tellement je s’rai riche, j’aurai même plein d’amis– Kuruşlarım olacak ve zengin olursam bir sürü arkadaşım bile olacakToujours escorté par la police, j’voyagerai jour et nuit– Her zaman polis […]
Etiket: Stromae
Y a d’abord eu Natasha– Önce Natasha vardı.Mais avant y avait Nathalie– Ama Nathalie olmadan öncePuis tout de suite après y a eu Laura– Sonra Laura ortaya çıktıktan hemen sonraEt ensuite y a eu Aurélie– Ve sonra Aurélie vardı.Evidemment y a eu Emma– Belli ki Emma vardı.Mon Emmanuelle et ma Sophie– Emmanuelle’im ve Sophie’mEt bien […]
T’as plus de victoires que d’défaites– Kaybetmekten çok kazancın var.T’en as emporté plus d’un– Birden fazla aldın.Tu crois qu’tu vas m’la mettre ?– Beni üzerine koydu sanıyorsun?Même pas en rêve– Bir rüyada bileEspèce de p’tite putain– Seni küçük fahişeTrois balles en pleines tête– Kafasından üç kurşunUne pour ma grand-mère, mon grand-père– Büyükannem için bir tane, […]
Si l’courage avait un visage, il aurait l’tien– Adamın yüzü olsaydı, şöyle görünürdü:Pas besoin de grand chose mais de toi, j’ai besoin– Çok ihtiyacım yok ama sana ihtiyacım var J’sais pas si j’crois en Dieu mais en toi, je crois bien– Tanrı’ya inanıp inanmadığımı bilmiyorum ama sana inanıyorum.Et pourquoi s’rait-il masculin ? Pardonne-moi, on n’nait […]
J’t’ai donné la vie, toi t’as sauvé la mienne– Ben sana hayat verdim, sen benimkini kurtardın.S’tu savais comme je t’aime– Seni nasıl sevdiğimi bilseydinJ’ai jamais tant aimé, j’te connais à peine– Asla seni çok sevdim, seni çok az tanıyorum Faut une première à tout– Her şeyde bir ilk olmalı.Et merci d’avoir détruit l’corps de maman– […]
Mais qu’est ce que ma journée est bonne– Ama benim günüm ne güzelJ’me suis levé du bon pied– Sağ ayak üzerine çıktım Oui, j’vais l’prendre, mon pied– Evet, alacağım, ayağımEt je le lèverai seulement pour la danse de la joie– Ve onu sadece neşe dansı için kaldıracağım(Ah, ah, ah, ah, ah, ah, ah, ah)– (Ah, […]
Être seul, c’est difficile et là, ça fait des années– Yalnız olmak zor ve yıllardır oradaEt de juger, c’est facile, surtout quand on n’y a pas goûté– Ve yargılamak kolaydır, özellikle de tadına bakmadığınızdaLe plus dur, bah, c’était la première fois– En zoru, ilk seferdi.Puis le plus dur, c’est de savoir quand s’ra la dernière […]
Enchanté, moi, c’est Nicolas, vas-y viens, on boit un verre ou si tu veux, on l’fait tout d’suite– Tanıştığımıza memnun oldum, ben Nicolas, hadi, bir şeyler içeriz ya da istersen hemen yaparız.Vite, puis j’te ramène après, bouge pas, laisse-toi aller, pour un soir, je serai ton hôte– Acele et, sonra seni geri götüreceğim, kıpırdama, kendini […]
Ces matins là sont trop pénibles– Bu sabahlar çok acı vericiQuand même dehors le temps est gris– Hala dışarıda hava griEt d’ailleurs dedans aussi– Ve onun dışında daY a les jours sans les jours avec, ce sera sans, j’te l’parie– Günler olmadan günler var, olmadan olacak, bahse girerimY a mon caca qu’a mal finit– Bu […]
J’suis pas tout seul à être tout seul– Yalnız kalmakta yalnız değilimÇa fait d’jà ça d’moins dans la tête– D’ja’yı kafasında daha az yapar.Et si j’comptais combien on est– Ve eğer kaç kişi olduğumuzu saysaydımBeaucoup– ÇokTout ce à quoi j’ai d’jà pensé– Şimdiye kadar düşündüğüm her şeyDire que plein d’autres y ont d’jà pensé– Başkalarının […]
À ceux qui n’en ont pas– BilmeyenlereÀ ceux qui n’en ont pas– Bilmeyenlere Rosa, Rosa, quand on fout l’bordel, tu nettoies– Rosa, Rosa, siktiğimin sikini siktiğimizde, sen temizlersin.Et toi, Albert, quand on trinque, tu ramasses les verres– Ve sen Albert, kadeh kaldırdığımızda bardakları alırsın.Céline (Céline), ‘bataire (‘bataire), toi, tu t’prends des vestes au vestiaire– Céline […]