Strike a pose with my kinfolk
– Akrabamla bir poz ver
Front page of the billboards
– Reklam panolarının ön sayfası
Suit and tie and cigar smokes
– Takım elbise ve kravat ve puro içiyor
Macallan shots ’til it burn throats
– Macallan boğazlarını yakana kadar ateş ediyor.
We still celebratin’ Super Bowl
– Hala Super Bowl’u kutluyoruz.
Catalog lookin’ legendary
– Katalog efsanevi görünüyor
Ring froze like it’s February
– Yüzük Şubat ayındaymış gibi dondu
XO, that’s a mercenary
– XO, bu bir paralı asker.
A quarter bill on an off-year
– Yıl dışı çeyrek fatura
Used to sing on lofts
– Çatı katlarında şarkı söylerdi.
But now we cruisin’ on a yacht, we clear, yeah
– Ama şimdi bir yatta geziyoruz, temiziz, evet
Said you wanted your boyfriend jealous with a couple pics
– Erkek arkadaşının birkaç fotoğrafla kıskanmasını istediğini söyledi.
And you didn’t expect to fall for me once you got this dick
– Ve bu aleti aldıktan sonra bana aşık olmayı beklemiyordun.
The city dark, city dangerous
– Şehir karanlık, şehir tehlikeli
Your girlfriend’s tryna pair you with somebody more famous
– Kız arkadaşın seni daha ünlü biriyle eşleştirmeye çalışıyor.
But instead you ended up with someone so basic, faceless
– Ama bunun yerine çok basit, meçhul biriyle sonuçlandın.
Someone to take your pictures and frame it
– Fotoğraflarını çekip çerçeveleyecek biri.
And my new girl, she a movie star
– Ve yeni kızım, o bir film yıldızı
My new girl, she a movie star
– Yeni kızım, o bir film yıldızı
I loved her right, make her scream like Neve Campbell
– Onu çok sevdim, Neve Campbell gibi bağırmasını sağla.
But when I make her laugh, swear it cures my depressin’ thoughts
– Ama onu güldürdüğümde, iç karartıcı düşüncelerimi iyileştirdiğine yemin et
‘Cause baby girl, she a movie star
– Çünkü bebeğim, o bir film yıldızı.
Baby girl, she a movie star
– Bebeğim, o bir film yıldızı.
I told myself that I’d never fall
– Kendime asla düşmeyeceğimi söyledim.
But here we go again
– Ama işte yine başlıyoruz
Ooh
– Ooh
Here we go again
– İşte yine başlıyoruz
Life’s a dream
– Hayat bir rüya
‘Cause it’s never what it seems
– Çünkü asla göründüğü gibi değildir
But you’d rather love and lost with tears
– Ama sevmeyi ve gözyaşlarıyla kaybetmeyi tercih edersin.
Than never love at all
– Hiç sevmemekten
So here we go again
– İşte yeniden başlıyoruz
Although this love is strong to me
– Bu aşk benim için güçlü olsa da
Some things can change, go wrong with me
– Bazı şeyler değişebilir, benimle ters gidebilir
We don’t know how it’s gonna be
– Ben nasıl olacağını bilmiyoruz
Forever is too long to me
– Sonsuza kadar benim için çok uzun
We don’t need the government involved because we like to touch
– Hükümetin karışmasına ihtiyacımız yok çünkü dokunmayı seviyoruz.
We don’t need no damn religion telling us that we in love
– Bize aşık olduğumuzu söyleyen hiçbir dine ihtiyacımız yok.
But if we did crush down the road, spendin’ lawyer fees up
– Ama eğer yolun aşağısında ezildiysek, avukatlık ücretlerini harcarız.
Pen and pack gon’ save my ass if these feelings freeze up
– Kalem ve paket kıçımı kurtaracak eğer bu duygular donarsa
You gon’ sign this prenup, you gon’ sign this prenup
– Bu anlaşmayı imzalayacaksın, bu anlaşmayı imzalayacaksın
You gon’ sign this prenup, you gon’ sign this prenup
– Bu anlaşmayı imzalayacaksın, bu anlaşmayı imzalayacaksın
Ooh
– Ooh
Here we go again
– İşte yine başlıyoruz
Life’s a dream
– Hayat bir rüya
‘Cause it’s never what it seems
– Çünkü asla göründüğü gibi değildir
But you’d rather love and lost with tears
– Ama sevmeyi ve gözyaşlarıyla kaybetmeyi tercih edersin.
Than never love at all
– Hiç sevmemekten
So here we go again
– İşte yeniden başlıyoruz
The number one station to free your soul (Free your soul)
– Ruhunuzu özgürleştirecek bir numaralı istasyon (Ruhunuzu özgürleştirin)
Dawn 103.5
– Şafak 103.5
Kategoriler