Kategoriler
Şarkı Sözleri Çevirileri T

Taylor Swift – I Knew You Were Trouble (Taylor’s Version) İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

Once upon a time, a few mistakes ago
– Bir zamanlar, birkaç hata önce
I was in your sights, you got me alone
– Gözünün önündeydim, beni yalnız bıraktın.
You found me, you found me, you found me
– Beni buldun, beni buldun, beni buldun
I guess you didn’t care, and I guess I liked that
– Sanırım umursamadın ve sanırım bundan hoşlandım.
And when I fell hard, you took a step back
– Ve sert düştüğümde geri adım attın.
Without me, without me, without me
– Bensiz, bensiz, bensiz

And he’s long gone when he’s next to me
– Ve o benim yanımdayken çoktan gitti.
And I realize the blame is on me
– Ve suçu bana olduğunu anlıyorum.

‘Cause I knew you were trouble when you walked in
– Çünkü içeri girdiğinde başının belada olduğunu biliyordum.
So shame on me now
– Şimdi yazıklar olsun bana
Flew me to places I’d never been
– Böyle bir şey asla yapmam yerlere uçtu ben
‘Til you put me down, oh
– Beni yere indirene kadar, oh
I knew you were trouble when you walked in
– İçeri girdiğinde başının belada olduğunu biliyordum.
So shame on me now
– Şimdi yazıklar olsun bana
Flew me to places I’d never been
– Böyle bir şey asla yapmam yerlere uçtu ben
Now I’m lying on the cold hard ground
– Şimdi soğuk sert zeminde uzanıyorum.

Oh, oh-oh
– Oh, oh-oh
Trouble, trouble, trouble
– Bela, bela, bela
Oh, oh-oh
– Oh, oh-oh
Trouble, trouble, trouble
– Bela, bela, bela

No apologies, he’ll never see you cry
– Özür dileme, seni asla ağlarken görmeyecek.
Pretends he doesn’t know that he’s the reason why
– Bunun sebebinin o olduğunu bilmiyormuş gibi davranıyor.
You’re drowning, you’re drowning, you’re drowning
– Boğuluyorsun, boğuluyorsun, boğuluyorsun
And I heard you moved on from whispers on the street
– Sokaktaki fısıltılardan uzaklaştığını duydum.
A new notch in your belt is all I’ll ever be
– Kemerinde yeni bir çentik olacak tek şeyim
And now I see, now I see, now I see
– Ve şimdi görüyorum, şimdi görüyorum, şimdi görüyorum

He was long gone when he met me
– Benimle tanıştığında çoktan gitmişti.
And I realize the joke is on me, hey
– Ve şakanın üzerimde olduğunun farkındayım, hey

I knew you were trouble when you walked in (Oh)
– İçeri girdiğinde başının belada olduğunu biliyordum.
So shame on me now
– Şimdi yazıklar olsun bana
Flew me to places I’d never been
– Böyle bir şey asla yapmam yerlere uçtu ben
‘Til you put me down, oh
– Beni yere indirene kadar, oh
I knew you were trouble when you walked in
– İçeri girdiğinde başının belada olduğunu biliyordum.
So shame on me now
– Şimdi yazıklar olsun bana
Flew me to places I’d never been (Yeah)
– Beni hiç gitmediğim yerlere uçurdu (Evet)
Now I’m lying on the cold hard ground
– Şimdi soğuk sert zeminde uzanıyorum.

Oh, oh-oh (Yeah)
– Oh, oh-oh (Evet)
Trouble, trouble, trouble (Trouble)
– Bela, bela, bela (Bela)
Oh, oh-oh
– Oh, oh-oh
Trouble, trouble, trouble
– Bela, bela, bela

And the saddest fear
– Ve en üzücü korku
Comes creeping in
– Sürünerek içeri giriyor
That you never loved me
– Beni hiç sevmediğini
Or her, or anyone, or anything
– Ya da o, ya da herhangi biri, ya da herhangi bir şey
Yeah
– Evet

I knew you were trouble when you walked in
– İçeri girdiğinde başının belada olduğunu biliyordum.
So shame on me now
– Şimdi yazıklar olsun bana
Flew me to places I’d never been (Never been)
– Beni hiç olmadığım yerlere uçurdu (Hiç olmadım)
‘Til you put me down, oh
– Beni yere indirene kadar, oh
I knew you were trouble when you walked in (Knew it right there)
– İçeri girdiğinde başının belada olduğunu biliyordum (Tam orada biliyordum)
So shame on me now (Knew it right there)
– Şimdi bana yazıklar olsun (Tam orada biliyordum)
Flew me to places I’d never been (Ooh)
– Beni hiç olmadığım yerlere uçurdu (Ooh)
Now I’m lying on the cold hard ground
– Şimdi soğuk sert zeminde uzanıyorum.

Oh, oh-oh
– Oh, oh-oh
Trouble, trouble, trouble (Oh)
– Sorun, sorun, sorun (Oh)
Oh, oh-oh
– Oh, oh-oh
Trouble, trouble, trouble (Trouble)
– Bela, bela, bela (Bela)
I knew you were trouble when you walked in
– İçeri girdiğinde başının belada olduğunu biliyordum.
Trouble, trouble, trouble
– Bela, bela, bela
I knew you were trouble when you walked in
– İçeri girdiğinde başının belada olduğunu biliyordum.
Trouble, trouble, trouble
– Bela, bela, bela