I remember your bare feet, down the hallway
– Koridorun aşağısındaki çıplak ayaklarını hatırlıyorum.
I remember your little laugh
– Küçük gülüşünü hatırlıyorum.
Race cars on the kitchen floor, plastic dinosaurs
– Mutfak katında yarış arabaları, plastik dinozorlar
I love you to the moon and back
– Seni aya ve geriye seviyorum
I remember your blue eyes looking into mine
– Mavi gözlerinin benimkine baktığını hatırlıyorum.
Like we had our own secret club
– Sanki kendi gizli kulübümüz varmış gibi
I remember you dancing before bedtime
– Yatmadan önce dans ettiğini hatırlıyorum.
Then jumping on me, waking me up
– Sonra üzerime atlayıp beni uyandırdı.
I can still feel you hold my hand, little man
– Elimi tuttuğunu hala hissedebiliyorum küçük adam.
And even the moment I knew
– Ve bildiğim an bile
You fought it hard like an army guy
– Bir ordu adamı gibi çok mücadele ettin.
Remember I leaned in and whispered to you
– Eğilip sana fısıldadığımı hatırla.
“Come on, baby, with me
– “Hadi bebeğim, benimle
We’re gonna fly away from here
– Buradan uçup gideceğiz.
You were my best four years”
– Sen benim en iyi dört yılımdın. “
I remember the drive home
– Eve dönüş yolunu hatırlıyorum.
When the blind hope turned to crying and screaming, “Why?”
– Kör umut ağlamaya ve bağırmaya başladığında, “Neden?”
Flowers pile up in the worst way, no one knows what to say
– Çiçekler en kötü şekilde yığılıyor, kimse ne söyleyeceğini bilmiyor
About a beautiful boy who died
– Ölen güzel bir çocuk hakkında
And it’s about to be Halloween
– Ve Cadılar Bayramı olmak üzere
You could be anything you wanted if you were still here
– Hala burada olsaydın istediğin her şey olabilirdin.
I remember the last day, when I kissed your face
– Yüzünü öptüğüm son günü hatırlıyorum.
And whispered in your ear
– Ve kulağına fısıldadı
“Come on, baby, with me
– “Hadi bebeğim, benimle
We’re gonna fly away from here
– Buradan uçup gideceğiz.
Out of this curtained room and this hospital gray, we’ll just disappear
– Bu perdeli odadan ve bu hastane grisinden, ortadan kaybolacağız.
Come on, baby, with me
– Hadi bebeğim, benimle
We’re gonna fly away from here
– Buradan uçup gideceğiz.
You were my best four years”
– Sen benim en iyi dört yılımdın. “
What if I’m standing in your closet trying to talk to you?
– Ya dolabında seninle konuşmaya çalışıyorsam?
And what if I kept the hand-me-downs you won’t grow into?
– Peki ya büyümeyeceğin el-me-down’ları saklarsam?
And what if I really thought some miracle would see us through?
– Ya gerçekten bir mucizenin bizi atlatacağını düşünseydim?
What if the miracle was even getting one moment with you?
– Ya mucize seninle bir an bile yaşasaydı?
Come on, baby, with me
– Hadi bebeğim, benimle
We’re gonna fly away from here
– Buradan uçup gideceğiz.
Come on, baby, with me
– Hadi bebeğim, benimle
We’re gonna fly away from here
– Buradan uçup gideceğiz.
You were my best four years
– Sen benim en iyi dört yılımdın.
I remember your bare feet, down the hallway
– Koridorun aşağısındaki çıplak ayaklarını hatırlıyorum.
I love you to the moon and back
– Seni aya ve geriye seviyorum
Kategoriler