Kategoriler
L Şarkı Sözleri Çevirileri

Lorde – Oceanic Feeling İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

It’s a blue day
– Mavi bir gün
We could jump Bulli
– Bulli’ye atlayabiliriz.
When I hit that water
– O suya çarptığımda
When it holds me
– Beni tuttuğunda
I think about my father
– Babamı düşünüyorum
Doin’ the same thing
– Yapıyorum aynı şeyi
When he was a boy
– Çocukken
When he was a boy
– Çocukken
It’s a blue day
– Mavi bir gün
We could go fishing
– Balığa çıkabiliriz
You’ll catch the big one
– Büyük olanı yakalayacaksın.
Ah
– Ah

Slidin’ the knife under the skin
– Bıçağı derinin altına kaydırmak
Grateful for this offering
– Bu teklif için minnettarım
And all the livin’ things under the sun
– Ve güneşin altında yaşayan her şey
Under the sun
– Güneşin altında

Little brother, I think you’re an angel
– Küçük kardeşim, bence sen bir meleksin.
I see your silver chain levitate
– Gümüş zincirinin havaya uçtuğunu görüyorum.
When you’re kickflipping
– Ne zaman kickflipping yapıyorsun
Baby boy, you’re super cool
– Bebeğim, süper havalısın.
I know you’re scared, so was I
– Korktuğunu biliyorum, ben de korktum.
But all will be revealed in time (Time, time)
– Ama her şey zaman içinde ortaya çıkacaktır (zaman, zaman).

Oh, look, the rays are in the bay now
– Bak, ışınlar artık körfezde.
Can you hear the waves and the cicadas all around?
– Etraftaki dalgaları ve ağustosböceklerini duyabiliyor musun?
I can make anything real
– Gerçek bir şey yapabilir miyim
Rays so hot, it’s a summer body
– Işınlar çok sıcak, bu bir yaz vücudu
Every day is blue and never cloudy
– Her gün mavi ve asla bulutlu değil
Don’t look down
– Aşağı bakma.
I can make anything real
– Gerçek bir şey yapabilir miyim

In the future
– Gelecekte
If I have a daughter
– Eğer bir kızım varsa
Will she have my waist?
– Belimi alacak mı?
Or my widow’s peak?
– Yoksa dul eşimin Zirvesi mi?
My dreamer’s disposition or my wicked streak?
– Hayalperestliğimi mi yoksa kötü çizgimi mi?

Will she split a dab with her lover?
– Sevgilisi ile bir dab bölünecek mi?
Laugh with the stars like her mother
– Annesi gibi yıldızlarla gülün
When she was a girl?
– Kızken mi?
When she was a girl
– O bir kızken

Now the cherry black lipstick’s gathering dust in a drawer
– Şimdi kiraz siyahı ruj çekmecede toz topluyor.
I don’t need her anymore
– Artık ona ihtiyacım yok
‘Cause I got this power
– Çünkü bu güce sahibim.
I just had to breathe (Breathe out, breathe out, breathe out)
– Sadece nefes almak zorundaydım (nefes al, nefes al, nefes al)
And tune in (Tune in, tune in, tune in, tune in)
– Ve (Tune, tune, tune, tune)yılında uyum içinde
I just had to breathe (Breathe out, breathe out, breathe out)
– Sadece nefes almak zorundaydım (nefes al, nefes al, nefes al)
And tune in (Tune in, tune in, tune in, tune in)
– Ve (Tune, tune, tune, tune)yılında uyum içinde
I just had to breathe
– Sadece nefes almak zorundaydım.
And tune in
– Ve dinle
I just had to breathe
– Sadece nefes almak zorundaydım.
And tune in
– Ve dinle
I just had to breathe
– Sadece nefes almak zorundaydım.

Oh, was enlightenment found?
– Aydınlanma bulundu mu?
No, but I’m tryin’, takin’ it one year at a time
– Hayır, ama deniyorum, her seferinde bir yıl alıyorum.
Oh, oh, can you hear the sound?
– Oh, oh, sesini duyabiliyor musun?
It’s shimmerin’ higher
– Shimmerin bu’ yüksek
On the beach I’m buildin’ a pyre
– Sahilde bir ateş yakıyorum.
(Used the wood brought in by the tide)
– (Gelgitin getirdiği ahşabı kullandım)
I know you’ll show me how I’ll know when it’s time to take off my robes and step into the choir
– Cübbelerimi çıkarıp koroya adım atmanın zamanı geldiğinde nasıl bileceğimi göstereceğini biliyorum.