Kategoriler
Şarkı Sözleri Çevirileri Z

Zach Bryan – From Austin İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

There is concrete below me and a sky above so blue
– Altımda beton ve üstümde çok mavi bir gökyüzü var.
I’m finally leaving Austin and I wish it was with you
– Sonunda Austin’den ayrılıyorum ve keşke seninle olsaydı.
I am just a sickness and you seem to be the cure
– Ben sadece bir hastalığım ve sen tedavi gibi görünüyorsun.
How much can a southern girl honestly endure?
– Güneyli bir kız dürüstçe ne kadar dayanabilir?
Remember northwest mountains, they were snow-capped in June
– Kuzeybatı dağlarını hatırlayın, Haziran ayında karla kaplıydılar
You were napping on my arms on a Sunday afternoon
– Pazar öğleden sonra kollarımda uyukluyordun.
But, babe, I’ve gotta heal myself from the things I’ve never felt
– Ama bebeğim, hiç hissetmediğim şeylerden kendimi iyileştirmeliyim.
Repression is my heaven but I’d rather go through hell
– Baskı benim cennetimdir ama cehennemden geçmeyi tercih ederim.

It’s ’bout time that I left Austin
– Austin’den ayrılma zamanım geldi.
‘Bout time you settled down
– Vaktin yuva kurmana
With a man who doesn’t move as quick
– O kadar hızlı hareket etmeyen bir adamla
As the train rolling through town
– Tren kasabadan geçerken
‘Bout time that I face
– Karşılaştığım zamana karşı
The hard times I’ve let go
– Bıraktığım zor zamanlar
If love was just an ocean
– Aşk sadece bir okyanus olsaydı
I would drown before I float
– Yüzmeden önce boğulurdum

You remember getting drunk on the outskirts of this town
– Bu kasabanın eteklerinde sarhoş olduğunu hatırlıyorsun.
When I gave you all I had, but it still let you down?
– Sana vermiştim ama hala seni hayal kırıklığına mı?
Everyone I’ve ever loved has either left or died
– Sevdiğim herkes ya gitti ya da öldü
Wish I was born with concrete shoes, but I’m leaving tonight
– Keşke somut ayakkabılarla doğsaydım ama bu gece gidiyorum.

It’s ’bout time that I left Austin
– Austin’den ayrılma zamanım geldi.
‘Bout time you settled down
– Vaktin yuva kurmana
With a man who doesn’t move as quick
– O kadar hızlı hareket etmeyen bir adamla
As the trains rolling through town
– Trenler kasabadan geçerken
‘Bout time that I face
– Karşılaştığım zamana karşı
The hard times I’ve let go
– Bıraktığım zor zamanlar
If love was just an ocean
– Aşk sadece bir okyanus olsaydı
I would drown before I float
– Yüzmeden önce boğulurdum

Float
– Dalgalanmak
Float
– Dalgalanmak

There’s concrete below me and a sky above so blue
– Altımda beton ve üstümde çok mavi bir gökyüzü var.
People ruin people, I don’t wanna ruin you
– İnsanlar insanları mahveder, seni mahvetmek istemiyorum.
I am just a sickness and you seem to be the cure
– Ben sadece bir hastalığım ve sen tedavi gibi görünüyorsun.
How much can a southern girl honestly endure?
– Güneyli bir kız dürüstçe ne kadar dayanabilir?

And I’m finally gone from Austin
– Ve sonunda Austin’den ayrıldım.
You finally settled down
– Sonunda yerleştin.
With a man who didn’t move as quick
– O kadar hızlı hareket etmeyen bir adamla
As the trains that rolled through town
– Şehrin içinden geçen trenler gibi
I finally had to face
– Sonunda yüzleşmek zorunda kaldım.
The hard times I’ve let go
– Bıraktığım zor zamanlar
If loving you was an ocean
– Seni sevmek bir okyanus olsaydı
I’d have drowned so you could float
– Yüzebilesin diye boğulurdum.