Hold it right there
– Orada tut
Double take like a double rainbow
– Çifte gökkuşağı gibi çifte çekim
I’ll regret it if I don’t even ask
– Sormazsam pişman olurum.
Won’t even ask
– Sormayacak bile
Like, what’s going on? What you doing here?
– Mesela, neler oluyor? Burada ne yapıyorsun?
I just wanna know more
– Sadece daha fazlasını bilmek istiyorum.
Are we broken up? Break the ice
– Ayrıldık? Buzları kır
I’m gonna run and hide
– Kaçıp saklanacağım.
I’ma sit around and stare right out the window
– Oturup pencereden dışarı bakacağım.
Rain keeps falling, waiting for my rainbow
– Yağmur yağmaya devam ediyor, gökkuşağımı bekliyor
Sun keeps shining, making me go blind
– Güneş parlamaya devam ediyor, beni kör ediyor
Wonder if you’ll ever know my angle
– Acaba benim bakış açımı biliyor musun
Maybe that would make you change your mind
– Belki bu fikrini değiştirmeni sağlar.
My rainbow
– Gökkuşağım
My rainbow
– Gökkuşağım
My rainbow
– Gökkuşağım
Lifelong intuition
– Yaşam boyu sezgi
My friends seem to miss you (Being around)
– Arkadaşlarım seni özlüyor gibi görünüyor (Etrafta olmak)
‘Cause when you’re gone like this
– Çünkü sen böyle gittiğinde
I just sit around and stare right out the window, yeah
– Öylece oturup pencereden dışarı bakıyorum, evet.
Rain keeps falling, waiting for my rainbow
– Yağmur yağmaya devam ediyor, gökkuşağımı bekliyor
Sun keeps shining, making me go blind
– Güneş parlamaya devam ediyor, beni kör ediyor
Wonder if you’ll ever know my angle
– Acaba benim bakış açımı biliyor musun
Maybe that would make you change your mind
– Belki bu fikrini değiştirmeni sağlar.
Cloudy skies, I’m waiting for my rainbow (My rainbow)
– Bulutlu gökyüzü, gökkuşağımı bekliyorum (Gökkuşağım)
Sun is setting, still I’m looking forever
– Güneş batıyor, hala sonsuza kadar bakıyorum
B-b-b-b-baby, don’t you know I’m right here waiting for you?
– B-b-b-b-bebeğim, burada seni beklediğimi bilmiyor musun?
Hopefully I’ll get to change your mind
– Umarım fikrini değiştirebilirim.
My rainbow
– Gökkuşağım
Rain keeps falling, waiting for my rainbow (My rainbow)
– Yağmur yağmaya devam ediyor, gökkuşağımı bekliyor (Gökkuşağım)
Sun keeps shining, making me go blind (My rainbow)
– Güneş parlamaya devam ediyor, beni kör ediyor (gökkuşağım)
I wonder if you’ll ever know my angle
– Eğer açı benim haberim olur merak ediyorum
Maybe that would make you change your mind
– Belki bu fikrini değiştirmeni sağlar.
Make you change your mind
– Fikrini değiştirmeni sağla.
Kategoriler