Kategoriler
Metin Çevirileri

Theoretical Framework The Study Is Anchored On A … Türkçe Çevirisi

İngilizce Metin

THEORETICAL FRAMEWORK
The study is anchored on a sociolinguistic theory known as the Domain Theory. The Domain Theory was introduced by Schmidt – Rohr and posits that language cannot be studied without the social context in which communication takes place. That is, the way the members in a society choose varieties of a language or switch towards another language determines the influence of social factors on language choice. In Fishman’s version of the Domain Theory of language, domains are described as constructs that explain language and which are supposed to be a more powerful explanatory tool than the observable parameters like topic, place, and interlocutor (Fishman, 1972, 1977). Fishman (1977) examines the use of languages in different institutional contexts in a multilingual community. That is, “domains attempt to designate the major clusters of interaction situations that occur in particular multilingual settings’ (p. 19). Fishman further states that there are five domains of language use which include: family, friendship, religion, education, and employment. The Domain Theory informs this study because Nairobi County, a multilingual society, presents different domains such as family, school, church, government offices and social institutions. These domains demand different languages especially among the youth. In most cases, English and Kiswahili are preferred in formal domains while Sheng and Kiswahili dominate at home and peer activities. This pattern isolates the indigenous languages which are not assigned a domain for use or function among the youth. The Domain Theory, therefore, helps to explain the reason why there is a likelihood of language shift away from the ethnic languages in Nairobi County, Kenya.

Türkçe Çevirisi

TEORİK ÇERÇEVE
Çalışma, alan teorisi olarak bilinen sosyolinguistik bir teoriye dayanmaktadır. Alan teorisi Schmidt-Rohr tarafından tanıtıldı ve iletişimin gerçekleştiği sosyal bağlam olmadan dilin çalışılamayacağını öne sürdü. Yani, bir toplumdaki üyelerin bir dilin çeşitlerini seçme veya başka bir dile geçme şekli, sosyal faktörlerin dil seçimi üzerindeki etkisini belirler. Fishman’ın dil alan teorisi versiyonunda, alanlar dili açıklayan ve konu, yer ve muhatap gibi gözlemlenebilir parametrelerden daha güçlü bir açıklayıcı araç olması gereken yapılar olarak tanımlanır (Fishman, 1972, 1977). Fishman (1977), çok dilli bir toplulukta farklı kurumsal bağlamlarda dillerin kullanımını inceler. Belirli bir dil ayarları “(p oluşan etkileşim durumları büyük kümeleri belirlemek için, ” etki girişimdir. 19). Fishman ayrıca, aile, arkadaşlık, din, eğitim ve istihdam gibi beş dil kullanım alanı olduğunu belirtmektedir. Alan teorisi bu çalışmayı bilgilendirir, çünkü çok dilli bir toplum olan Nairobi County, aile, okul, kilise, devlet daireleri ve sosyal kurumlar gibi farklı alanlar sunar. Bu alanlar, özellikle gençler arasında farklı diller gerektirir. Çoğu durumda, İngilizce ve Kiswahili resmi alanlarda tercih edilirken, Sheng ve Kiswahili ev ve akran faaliyetlerinde hakimdir. Bu model, gençler arasında kullanım veya işlev için bir alan adı atanmamış yerli dilleri izole eder. Bu nedenle, alan teorisi, Kenya’nın Nairobi ilçesindeki etnik dillerden dil kayması olasılığının nedenini açıklamaya yardımcı olur.