I met her in a club down in old Soho
– Onunla eski Soho’da bir kulüpte tanıştım.
Where you drink champagne and it tastes just like Coca-Cola
– Şampanya içtiğin ve tadı tıpkı Coca-Cola gibi
C-O-L-A, Cola
– C-O-L-A, Kola
She walked up to me and she asked me to dance
– Bana doğru yürüdü ve dans etmemi istedi.
I asked her her name and in a dark brown voice she said, “Lola”
– Ona adını sordum ve koyu kahverengi bir sesle “Lola” dedi.
L-O-L-A, Lola
– L-O-L-A, Lola
Lo-Lo-Lo-Lo-Lola
– Lo-Lo-Lo-Lola
Well, I’m not the world’s most physical guy
– Ben dünyanın en fiziksel adamı değilim.
But when she squeezed me tight, she nearly broke my spine
– Ama beni sıktığında, neredeyse omurgamı kırıyordu.
Oh, my Lola
– Oh, Lola’m
Lo-Lo-Lo-Lo-Lola
– Lo-Lo-Lo-Lola
Well, I’m not dumb, but I can’t understand
– Aptal değilim ama anlayamıyorum.
Why she walks like a woman and talks like a man
– Neden kadın gibi yürüyor ve erkek gibi konuşuyor
Oh, my Lola
– Oh, Lola’m
Lo-Lo-Lo-Lo-Lola
– Lo-Lo-Lo-Lola
Lo-Lo-Lo-Lo-Lola
– Lo-Lo-Lo-Lola
Well, we drank champagne and danced all night
– Şampanya içtik ve bütün gece dans ettik.
Under electric candlelight
– Elektrik mum ışığı altında
She picked me up and sat me on her knee
– Beni aldı ve dizine oturttu.
She said, “Little boy, won’t you come home with me?”
– Dedi ki, “Küçük çocuk, benimle eve gelmeyecek misin?”
Well, I’m not the world’s most passionate guy
– Ben dünyanın en tutkulu adamı değilim.
But when I looked in her eyes, well, I almost fell for my Lola
– Ama gözlerine baktığımda neredeyse Lola’ma aşık oluyordum.
Lo-Lo-Lo-Lo-Lola
– Lo-Lo-Lo-Lola
Lo-Lo-Lo-Lo-Lola
– Lo-Lo-Lo-Lola
Lola
– Lola
Lo-Lo-Lo-Lo-Lola
– Lo-Lo-Lo-Lola
Lo-Lo-Lo-Lo-Lola
– Lo-Lo-Lo-Lola
I pushed her away
– Onu uzaklaştırdım.
I walked to the door
– Kapıya doğru yürüdüm.
I fell to the floor
– Yere düştüm
I got down on my knees
– Dizlerimin üstüne çöktüm.
Well, I looked at her, and she at me
– Ona baktım, o da bana.
Well, that’s the way that I want it to stay
– Bu şekilde kalmasını istiyorum.
And I always want it to be that way for my Lola
– Ve her zaman Lola’m için böyle olmasını istiyorum.
Lo-Lo-Lo-Lo-Lola
– Lo-Lo-Lo-Lola
Girls will be boys and boys will be girls
– Kızlar erkek olacak ve erkekler kız olacak
It’s a mixed up, muddled up, shook up world
– Bu karışık, karışık, sarsılmış bir dünya
Except for Lola
– Lola hariç
Lo-Lo-Lo-Lo-Lola
– Lo-Lo-Lo-Lola
Well, I’d left home just a week before
– Bir hafta önce evden ayrılmıştım.
And I’d never, ever kissed a woman before
– Ve daha önce hiç bir kadını öpmemiştim.
Lola smiled and took me by the hand
– Lola gülümsedi ve elimden tuttu
She said, “Little boy, gonna make you a man”
– “Küçük çocuk, seni erkek yapacak” dedi.
Well I’m not the world’s most masculine man
– Ben dünyanın en erkeksi adamı değilim.
But I know what I am and I’m glad I’m a man
– Ama ne olduğumu biliyorum ve erkek olduğum için mutluyum.
And so is Lola
– Lola da öyle.
Lo-Lo-Lo-Lo-Lola
– Lo-Lo-Lo-Lola
Lo-Lo-Lo-Lo-Lola
– Lo-Lo-Lo-Lola
Lola
– Lola
Lo-Lo-Lo-Lo-Lola
– Lo-Lo-Lo-Lola
Lo-Lo-Lo-Lo-Lola
– Lo-Lo-Lo-Lola
Lola
– Lola
Lo-Lo-Lo-Lo-Lola
– Lo-Lo-Lo-Lola
Lo-Lo-Lo-Lo-Lola
– Lo-Lo-Lo-Lola
Lola
– Lola
Lo-Lo-Lo-Lo-Lola
– Lo-Lo-Lo-Lola
Lo-Lo-Lo-Lo-Lola
– Lo-Lo-Lo-Lola
Lola
– Lola
Lo-Lo-Lo-Lo-Lola
– Lo-Lo-Lo-Lola
Lo-Lo-Lo-Lo-Lola
– Lo-Lo-Lo-Lola
Lola
– Lola
Lo-Lo-Lo-Lo-Lola
– Lo-Lo-Lo-Lola
Lo-Lo-Lo-Lo-Lola
– Lo-Lo-Lo-Lola
Lola
– Lola
Kategoriler