Get out my records
– Kayıtlarımı çıkarın.
When you go away
– Gittiğin zaman
People are talking
– İnsanlar konuşuyor
I miss what they say
– Ne dediklerini özledim.
See it all means nothing, my dear
– Her şeyi görmenin bir anlamı yok canım.
If I can’t be holdin’ you near
– Eğer seni yakınımda tutamazsam
So tell me you love me
– Beni sevdiğini söyle
‘Cause that’s all that I need to hear
– Çünkü duymam gereken tek şey bu.
I sit in my kitchen
– Mutfağımda oturuyorum.
With nothing to eat
– Hiçbir şey yemeden
With so many friends I
– O kadar çok arkadaşımla
I don’t wanna meet
– Tanışmak istemiyorum.
‘Cause I don’t need music in my ears
– Çünkü kulaklarımda müziğe ihtiyacım yok.
I don’t need the crowds and the cheers
– Kalabalığa ve alkışlara ihtiyacım yok.
Oh, just tell me you love me
– Sadece beni sevdiğini söyle.
‘Cause that’s all that I need to hear
– Çünkü duymam gereken tek şey bu.
And I’ve been told so many times before
– Ve bana daha önce defalarca söylendi.
But hearin’ it from you means much more
– Ama senden duymak çok daha önemli
So much more
– Çok daha fazlası
Reply to my message
– Mesajıma cevap ver
And pick up my calls
– Ve telefonlarıma cevap ver
You see, I wrote you a letter
– Gördün mü, sana bir mektup yazdım.
It was no use at all
– Hiç faydası yoktu.
And oh, I don’t care if you’re insincere
– Ve samimiyetsiz olman umurumda değil.
Just tell me what I wanna hear
– Sadece ne duymak istediğimi söyle.
You know where to find me
– Beni nerede bulacağını biliyorsun.
The place where we lived all these years, oh
– Bunca yıl yaşadığımız yer, oh
And tell me you love me
– Ve beni sevdiğini söyle
That’s all that I need to hear
– Duymam gereken tek şey bu.
Oh, tell me you love me
– Oh, beni sevdiğini söyle
That’s all that I need to hear
– Duymam gereken tek şey bu.
Kategoriler