You should take it as a compliment
– İltifat olarak kabul etmelisin
That I got drunk and made fun of the way you talk
– Sarhoşken ve eğlenmek için sana söylediklerimi.
You should think about the consequence
– Sonuç hakkında düşünmelisin
Of your magnetic field being a little too strong
– Manyetik alanının sadece birazcık daha
And I got a boyfriend, he’s older than us
– Ve bir erkek arkadaşım var, o bizden daha büyük
He’s in the club doing I don’t know what
– O şu an kulüpte ve ne yaptığını bilmiyorum
You’re so cool it makes me hate you so much
– Çok hoş biri olman senden daha fazla nefret etmeme neden oluyor
Whiskey on ice, sunset and vine
– Buzlu viski, gün batımı ve şarap
You ruin my life, why not be in mine?
– Hayatımı mahvediyorsun, neden benimkinde olmuyorsun?
You’re so gorgeous
– Muhteşemsin sen
I can’t say anything to your face
– Yüzüne karşı hiçbir şey söyleyemem
‘Cause look at your face
– Çünkü yüzüne baktığım zaman
And I’m so furious
– Çok öfkeleniyorum
At you for making me feel this way
– Bana böyle hissettirdiğin için
But what can I say?
– Ama ne diyebilirim ki
You’re gorgeous
– Sen muhteşemsin
You should take it as a compliment
– İltifat olarak kabul etmelisin
That I’m talking to everyone here but you
– Burada herkesle konuşuyorum ama sen
And you should think about the consequence
– Ve sonucu düşünmelisin
Of you touching my hand in the darkened room
– Karanlık odada elime dokunmanın Sonucunu düşünmelisin
If you’ve got a girlfriend, I’m jealous of her
– Kız arkadaşın varsa, onu kıskanırım
But if you’re single that’s honestly worse
– Ama yalnızsan, açıkçası bu daha kötü
‘Cause you’re so gorgeous it actually hurts
– Çünkü sen muhteşemsin bu gerçekten acı bir durum
(Honey, it hurts)
– (Tatlım, bu acıtır)
Ocean blue eyes looking in mine
– Okyanus mavisi gözleri bana bakıyor
I feel like I might sink and drown and die
– Eriyip bitiyorum hatta ölüyorum
You’re so gorgeous
– Muhteşemsin sen
I can’t say anything to your face
– Yüzüne karşı hiçbir şey söyleyemem
‘Cause look at your face
– Çünkü yüzüne baktığım zaman
And I’m so furious
– Çok öfkeleniyorum
At you for making me feel this way
– Bana böyle hissettirdiğin için
But what can I say?
– Ama ne diyebilirim ki
You’re gorgeous
– Sen muhteşemsin
You make me so happy it turns back to sad, yeah
– Üzgün bir şekilde dönmen beni çok mutlu etti, evet
There’s nothing I hate more than what I can’t have
– Sahip olamadığım şeyler kadar nefret ettiğim bir şey yok
You are so gorgeous it makes me so mad
– Sen muhteşemsin ve bu beni deli ediyor
You make me so happy it turns back to sad, yeah
– Üzgün bir şekilde dönmen beni çok mutlu etti, evet
There’s nothing I hate more than what I can’t have
– Sahip olamadığım şeyler kadar nefret ettiğim bir şey yok
Guess I’ll just stumble on home to my cats
– Sanırım evde kedilerimle uğraşacağım
Alone, unless you wanna come along, oh!
– Yalnız başıma, tabi benimle gelmek istemezsen
You’re so gorgeous
– Muhteşemsin sen
I can’t say anything to your face
– Yüzüne karşı hiçbir şey söyleyemem
‘Cause look at your face
– Çünkü yüzüne baktığım zaman
And I’m so furious
– Çok öfkeleniyorum
At you for making me feel this way
– Bana böyle hissettirdiğin için
But what can I say?
– Ama ne diyebilirim ki
You’re gorgeous
– Sen muhteşemsin
You make me so happy it turns back to sad, yeah
– Üzgün bir şekilde dönmen beni çok mutlu etti, evet
There’s nothing I hate more than what I can’t have
– Sahip olamadığım şeyler kadar nefret ettiğim bir şey yok
You are so gorgeous it makes me so mad
– Sen muhteşemsin ve bu beni deli ediyor
You’re gorgeous
– Sen muhteşemsin
You make me so happy it turns back to sad, yeah
– Üzgün bir şekilde dönmen beni çok mutlu etti, evet
There’s nothing I hate more than what I can’t have
– Sahip olamadığım şeyler kadar nefret ettiğim bir şey yok
You are so gorgeous it makes me so mad
– Çok güzelsin bu beni çok kızdırıyor
You are so gorgeous it makes me so mad
– Sen muhteşemsin ve bu beni deli ediyor
You’re gorgeous
– Muhteşemsin
Kategoriler