Vintage tee, brand new phone
– Nostaljik gömlek, yepyeni bir telefon
High heels on cobblestone
– Kaldırım taşları üzerindeki yüksek topuklar
When you are young they assume you know nothing
– Genç olduğunda hiçbir şey bilmediğini düşünürler
Sequin smile, black lipstick, sensual politics
– Süslü gülümseme, siyah ruj, şehvetli politika
When you are young they assume you know nothing
– Genç olduğunda hiçbir şey bilmediğini düşünürler
But I knew you, dancin’ in your Levi’s
– Ama ben seni biliyordum, Levi’s’ın içinde dans ederken
Drunk under a streetlight
– Sokak ışıkları altında sarhoş oluşunu
I knew you, hand under my sweatshirt
– Seni biliyordum, kapşonlumun altındaki elini
Baby, kiss it better
– Bebeğim, daha iyi öp
And when I felt like I was an old cardigan
– Ve eski bir hırka gibi hissettiğimde
Under someone’s bed
– Birinin yatağının altında duran
You put me on and said I was your favorite
– Beni üstüne giyip en sevdiğin olduğumu söyledin
A friend to all is a friend to none
– Herkesin arkadaşı olan kimsenin arkadaşı değildir
Chase two girls, lose the one
– İki kızı kovala ama doğru olanı kaybet
When you are young they assume you know nothing
– Genç olduğunda hiçbir şey bilmediğini düşünürler
But I knew you
– Ama ben seni biliyordum
Playing hide-and-seek and
– Saklambaç oynayan ve
Giving me your weekends, I
– Bana hafta sonlarını ayıran
I knew you
– Ben seni biliyordum
Your heartbeat on the High Line
– High Line’da atan kalbin
Once in twenty lifetimes, I
– Yirmi hayat boyunca bir kere
And when I felt like I was an old cardigan
– Ve eski bir hırka gibi hissettiğimde
Under someone’s bed
– Birinin yatağının altında duran
You put me on and said I was your favorite
– Beni üstüne giyip en sevdiğin olduğumu söyledin
To kiss in cars, in downtown bars
– Arabalarda öpüşmek, şehir merkezlerindeki barlarda
Was all I needed
– Tüm ihtiyacım olan şeydi
You drew stars around my scars
– Sen yaralarımın üstüne yıldızlar çizdin
But now I’m bleedin’
– Ama şimdi kanım akıyor
‘Cause I knew you
– Çünkü seni biliyordum
Steppin’ on the last train
– Son trene adımını atarken
Marked me bloodstain, I
– Beni kan lekesiyle işaretledin
I knew you
– Seni biliyordum
Tried to change the ending
– Sonunu değiştirmeye çalışırken
Peter losin’ Wendy, I
– Wendy’yi kaybeden Peter Pan
I knew you
– Seni biliyordum
Leavin’ like a father, runnin’ like water, I
– Bir baba gibi terk edişini, su gibi akışını
When you are young they assume you know nothing
– Genç olduğunda hiçbir şey bilmediğini düşünürler
But I knew you’d linger like a tattoo kiss
– Ama senin bir öpücük dövmesi gibi oyalanacağını biliyordum
I knew you’d haunt all of my what-ifs
– Benim tüm “keşke”lerimi saracağını biliyordum
The smell of smoke would hang around this long
– Sigara kokusunun bu kadar uzun süre etrafta kalacağını
‘Cause I knew everything when I was young
– Çünkü ben gençken her şeyi biliyordum
I knew I’d curse you for the longest time
– Sana çok uzun bir süre lanet edeceğimi biliyordum
Chasin’ shadows in the grocery line
– Marketin sırasında gölgeleri takip edeceğimi
I knew you’d miss me when the thrill expired
– Heyecanın süresi dolduğunda beni özleyeceğini biliyordum
And you’d be standin’ in my front porch light
– Ve avlumun ışığında duracağını
And I knew you’d come back to me
– Ve bana geri döneceğini biliyordum
You’d come back to me
– Bana geri dönerdin
And you’d come back to me
– Ve bana geri dönerdin
And you’d come back
– Ve geri dönerdin
And when I felt like I was an old cardigan
– Ve eski bir hırka gibi hissettiğimde
Under someone’s bed
– Birinin yatağının altında duran
You put me on and said I was your favorit
– Beni üstüne giyip en sevdiğin olduğumu söyledin