Baby, I want a chance to get you close, right next to me
– Bebeğim, seni yanıma yaklaştırmak için bir şans istiyorum.
Said, “Girl, I’ll be patient and slow
– “Kızım, sabırlı ve yavaş olacağım” dedi.
‘Cause I got time, shit, maybe forever”
– Çünkü zamanım var, kahretsin, belki sonsuza kadar”
You’re so fickle and cold
– Çok kararsız ve üşümüşsün.
But you feel so electric
– Ama kendini çok elektrikli hissediyorsun.
Tell me, what I gotta do?
– Ne yapmam gerektiğini söyle bana?
To move a little closer to you
– Sana biraz daha yaklaşmak için
If you want me to, I’ll share my heart
– Eğer istersen, kalbimi paylaşırım.
I’m not anxious, I’ll tell the truth
– Endişeli değilim, doğruyu söyleyeceğim.
You know, if you feel about the same way, yeah
– Biliyor musun, eğer aynı şekilde hakkında düşünüyorsanız, Evet
I’d feel so out my mind, could be dangerous
– Aklımı kaçırmış hissederdim, tehlikeli olabilir
With how-ow- I’d fall, I’d fall
– Nasıl-ow- düşerdim, düşerdim
But I’ll give you the world, I’ll give you the world
– Ama sana dünyayı vereceğim, sana dünyayı vereceğim
I’ll give you the world, I’ll give you the world now, now
– Sana dünyayı vereceğim, sana dünyayı şimdi vereceğim, şimdi
Here we are together, read, in love, in the Sun, yeah
– İşte birlikteyiz, okuyoruz, aşığız, güneşteyiz, evet
And we’ve suddenly a cloudy day to keep us inside
– Ve bizi içeride tutmak için aniden bulutlu bir günümüz var
Who came up out to carry them?
– Onları taşımak için kim geldi?
Filling up inside, I’m filling with doubts
– İçini dolduruyorum, şüphelerle doluyorum
But I don’t want to force, you pushed and I tucked
– Ama zorlamak istemiyorum, sen ittin ve ben sıkıştım
I’m so scary, but I’m not so tough
– Çok korkunçum ama o kadar da sert değilim.
You know, I had to want it bad
– Biliyor musun, bunu çok istemeliydim.
The feeling that was warm, oh, woah, woah
– Sıcak olan duygu, oh, woah, woah
Baby, it’s gone, it died, oh, yeah, yeah, yeah
– Bebeğim, gitti, öldü, oh, evet, evet, evet
But I’ll give you the world, I gave you the world
– Ama sana dünyayı vereceğim, sana dünyayı verdim
I gave you the world, I gave you the world, world, oh
– Sana dünyayı verdim, sana dünyayı verdim, dünya, oh
Please, I don’t want it
– Lütfen, ben istemiyorum.
This time I’m gonna love you like you would do
– Bu sefer seni sevdiğin gibi seveceğim.
And when I love you I’m gonna
– Ve seni sevdiğimde
You kiss me goodbye, ooh, oh
– Elveda öpücüğü veriyorsun, ooh, oh
Oh, woah, ooh, oh
– Oh, woah, oh, oh
Kategoriler