Kategoriler
S Şarkı Sözleri Çevirileri

Sam Smith – Love Me More İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

Have you ever felt like being somebody else?
– Hiç başka biri gibi hissettin mi?
Feeling like the mirror isn’t good for your health?
– Aynanın sağlığınız için iyi olmadığını mı hissediyorsunuz?
Every day, I’m trying not to hate myself
– Her gün kendimden nefret etmemeye çalışıyorum.
But lately, it’s not hurtin’ like it did before
– Ama son zamanlarda eskisi gibi acı vermiyor.
Maybe I am learning how to love me more
– Belki de beni daha çok sevmeyi öğreniyorum.

It used to burn
– Eskiden yanardı.
Every insult, every word
– Her hakaret, her kelime
But it helped me learn (Yeah)
– Ama öğrenmeme yardımcı oldu (Evet)
Self-worth I had to earn
– Kazanmam gereken benlik saygısı
So I tried every night
– Bu yüzden her gece denedim
To sit with sorrow
– Hüzünle oturmak için
And eventually, it set me free
– Ve sonunda, beni özgür bıraktı.

Have you ever felt like being somebody else?
– Hiç başka biri gibi hissettin mi?
Feeling like the mirror isn’t good for your health?
– Aynanın sağlığınız için iyi olmadığını mı hissediyorsunuz?
Every day, I’m trying not to hate myself
– Her gün kendimden nefret etmemeye çalışıyorum.
But lately, it’s not hurtin’ like it did before
– Ama son zamanlarda eskisi gibi acı vermiyor.
Maybe I am learning how to love me more
– Belki de beni daha çok sevmeyi öğreniyorum.

Just a little bit, love me more
– Birazcık, beni daha çok sev
Just a little bit, love me more
– Birazcık, beni daha çok sev
Oh, no, love me more
– Oh, hayır, beni daha çok sev
Just a little bit, love me more
– Birazcık, beni daha çok sev

I used to cry (Oh, yeah), myself to sleep at night
– Geceleri uyumak için ağlardım (Oh, evet), kendim
I’d blame the sky when the mess was in my mind
– Karışıklık aklımdayken gökyüzünü suçlardım.
I couldn’t see, I couldn’t breathe (Yeah)
– Göremedim, nefes alamadım (Evet)
So I sat with sorrow
– Bu yüzden üzüntüyle oturdum
And eventually, it set me free (Oh, no)
– Ve sonunda, beni serbest bıraktı (Oh, hayır)

Have you ever felt like being somebody else?
– Hiç başka biri gibi hissettin mi?
Feeling like that mirror isn’t good for your health?
– O aynanın sağlığınız için iyi olmadığını mı hissediyorsunuz?
(If you have, let me hear you right now)
– (Eğer varsa, şimdi seni duymama izin ver)
Every day, I’m tryin’ not to hate myself (Hey, yeah)
– Her gün kendimden nefret etmemeye çalışıyorum (Hey, evet)
But lately, it’s not hurtin’ like it did before (Sweet child, oh)
– Ama son zamanlarda, daha önce olduğu gibi acıtmıyor (Tatlı çocuk, oh)
Maybe I am learning how to love me more
– Belki de beni daha çok sevmeyi öğreniyorum.

Just a little bit (Love me more)
– Sadece biraz (Beni daha çok sev)
Just a little bit (Love me more)
– Sadece biraz (Beni daha çok sev)
I’m gonna try to (Love me more)
– (Beni daha çok sevmeye) çalışacağım
With a little bit of love, oh (Love me more, yeah)
– Biraz sevgiyle, oh (Beni daha çok sev, evet)

Love me more (Oh)
– Beni daha çok sev (Oh)
Love me more (Just a little bit)
– Beni daha çok sev (Sadece biraz)
Love me more (Love me more)
– Bana aşk daha (bana daha fazla Aşk)
Love me more
– Beni daha çok sev

(Oh-oh-oh, oh-oh-oh-oh-oh-oh)
– (Oh-oh-oh, oh-oh-oh-oh-oh-oh)
(Gonna love me more) Gonna love me more
– (Bana daha fazla aşk) bana aşk daha
(Oh-oh-oh, oh-oh-oh-oh-oh-oh) Yeah, yeah, yeah, yeah
– (Oh-oh-oh, oh-oh-oh-oh-oh-oh) Evet, evet, evet, evet
(Gonna love me more)
– (Beni daha çok seveceksin)
(Oh-oh-oh, oh-oh-oh-oh-oh-oh)
– (Oh-oh-oh, oh-oh-oh-oh-oh-oh)
(Gonna love me more)
– (Beni daha çok seveceksin)
(Oh-oh-oh, oh-oh-oh-oh-oh-oh)
– (Oh-oh-oh, oh-oh-oh-oh-oh-oh)
Oh, I’m gonna love me more
– Oh, beni daha çok seveceğim