İngilizce Metin |
Rachel’s first son left while she was asleep. He didn’t want to see his mother. When she woke up, he was gone. “If only I hadn’t slept, I would have said goodbye to my son. Now, he is gone, and I will never see him again.” Her second son left while she was at the market. She had gone there to buy food for the whole family, including him. “If I leave now,” he told himself, “she will not see me leaving and she won’t be heartbroken.” He snuck past the stalls of busy women and waved them goodbye. He never caught sight of his mother and she never caught a glimpse of her son. “If I had stayed a little bit longer at home, I would have hugged my son for the last time. Now he is gone, and I will never see him again.” She swore that she would keep her last son. She would guard him jealously and he would not even think of stepping out of the garden. She warned him of all the dangers he could encounter on his way to nowhere. He listened and nodded and swore in return that he would always remain in the village. When her rules were loosened, there was no way she would continue to detain him. Empty promises! Empty promises from a son! If somebody decides to do something, they do it. You can never stop anyone from doing what they are dying to do. That’s the nature of life and there is nothing she could do about it. The slap |
Türkçe Çevirisi |
Rachel’ın ilk oğlu o sırada ayrıldı uyuyan. Annesini görmek istemedi. O uyandığında, o gitmişti. “Keşke ben uyumamış olsaydım, ona veda ederdim. oğlum. Şimdi, o gitti ve ben asla onu tekrar gör.” İkinci oğlu hastanedeyken ayrıldı. piyasa. Oraya yiyecek almak için gitmişti. o da dahil olmak üzere tüm aile. “Eğer bırakıyorum şimdi, “dedi kendine,” beni görmeyecek ayrılırsa kalbi kırılmaz.” O meşgul kadınların tezgahlarını geçti ve güle güle onlara el salladı. Asla yakaladı annesini görünce hiç yakalanmadı. oğlunun bakış. “Eğer biraz kalsaydım evde biraz daha uzun süre kendime sarılırdım. son kez söylüyorum oğlum. Şimdi o gitti ve ben onu bir daha göremeyecek.” Dün onu tutmak olacağını söyledi oğlu. O kıskançlıkla onu korumak istiyorum ve o dışarı çıkmayı bile düşünmezdim. bahçecilik. Onu tüm tehlikelere karşı uyardı hiçbir yere giderken karşılaşabilirdi. Dinledi, başını salladı ve karşılığında yemin etti her zaman köyde kalacağını. Kuralları gevşediğinde, hiçbir şey yoktu bu şekilde onu tutuklamaya devam edecekti. Boş sözler! Boş sözler bir oğul! Birisi bunu yapmaya karar verirse bir şey yapıyorlar. Asla durduramazsın ölmekte oldukları şeyi yapan herkes yapmak. Bu hayatın doğası ve var yapacak bir şey de yok edebilir. Tokat |