I’m not afraid of anything at all
– Hiçbir şeyden korkmuyorum
Not dying in a fire, not being broke again
– Bir yangında ölmemek, bir daha parasız kalmamak
I’m not afraid of living on a fault line
– Fay hattında yaşamaktan korkmuyorum.
‘Cause nothing ever shakes me, nothing makes me cry
– Çünkü hiçbir şey beni sarsmaz, hiçbir şey ağlatmaz
Not a plane going down
– Aşağı inen bir uçak değil.
In the ocean, I’m drowning
– Okyanusta boğuluyorum.
Watch the world from the sidelines
– Dünyayı kenardan izle
Had nothing to prove
– Kanıtlamak için bir şey vardı
‘Till you came into my life
– Ta ki sen hayatıma girene kadar
Gave me something to lose
– Bana kaybedecek bir şey verdi.
Now I know what it feels like
– Şimdi nasıl bir his olduğunu biliyorum.
To wanna go outside
– Dışarı çıkmak istiyorum
Like the shape of my outline
– Ana hatlarımın şekli gibi
I’m not afraid of going back to school
– Okula geri dönmekten korkmuyorum.
I gave it up the first time, but I’ll try again
– İlk seferinde vazgeçtim ama tekrar deneyeceğim.
I’m not afraid of getting older
– Yaşlanmaktan korkmuyorum.
Used to fetishize myself, now I’m talking to my house plants
– Eskiden kendimi fetişleştirirdim, şimdi ev bitkilerimle konuşuyorum.
Not of being alone (mmm)
– Yalnız kalmaktan değil (mmm)
In a room full of people
– İnsanlarla dolu bir odada
Watching the world from the sidelines
– Dünyayı kenardan izlemek
Had nothing to prove
– Kanıtlamak için bir şey vardı
‘Till you came into my life
– Ta ki sen hayatıma girene kadar
Gave me something to lose
– Bana kaybedecek bir şey verdi.
Now I know what it feels like
– Şimdi nasıl bir his olduğunu biliyorum.
To wanna go outside
– Dışarı çıkmak istiyorum
Like the shape of my outline
– Ana hatlarımın şekli gibi
And I used to think
– Ve düşünürdüm
You could hear the ocean in a seashell
– Bir deniz kabuğundaki okyanusu duyabiliyordunuz.
What a childish thing
– Ne çocukça bir şey
Kategoriler