Bitterness and burden
– Acı ve yükü
Curses rest on thee
– Gerisini senin üzerine lanetliyor
Solitaire and sorrow
– Tek taş ve hüzün
All Eternity
– Hepsi sonsuzluk
Save the Earth and claim perfection
– Dünyayı kurtar ve mükemmelliği iste
Deem the mass and blame rejection
– Kitleye hükmet ve reddetmeyi suçla
Hold the pose, reign perception
– Durumunu koru, algıya hüküm sür
Grudges break your back
– Kinler sırtını acıtıyor
All you bear
– Katlandığın onca şeyi
All you carry
– Taşıdığın onca şeyi
All you bear
– Katlandığın onca şeyi
Place it right on, right on me
– Hepsini koy önüme, önüme
Die as you suffer in vain
– Boşuna acı çekerken öl
Own all the grief and the pain
– Bütün acıyı ve kederi sahiplen
Die as you hold up the skies
– Gökyüzünü gösterirken öl
Atlas, Rise!
– Atlas, Yüksel!
How does it feel on your own?
– Tek başına olmak nasıl hissettiriyor?
Bound by the world all alone
– Dünyaya yapayalnızca bağlı
Crushed under heavy skies
– Fırtınalı gökyüzü altında çarpılmışca
Atlas, Rise!
– Atlas, Yüksel!
Crucify and witness
– Tanığı çarmığa ger
Circling the sun
– Güneşin etrafında dönerken
Bastardize and ruin
– Yozlaştır ve mahvet
What have you become?
– Ne oldu sana?
Blame the world, and blame your maker
– Dünyayı suçla, bunu yapanı suçla
Wish ‘em to the undertaker
– Sonlarının cenazecide olmasını dile
Crown yourself the other savior
– Bir başka kurtarıcıyla kendini koru
So you carry on
– Böylece devam edersin
All you bear
– Katlandığın onca şeyi
All you carry
– Taşıdığın onca şeyi
All you bear
– Katlandığın onca şeyi
Place it right on, right on me
– Hepsini koy önüme, önüme
Die as you suffer in vain
– Boşuna acı çekerken öl
Own all the grief and the pain
– Bütün acıyı ve kederi sahiplen
Die as you hold up the skies
-Gökyüzünü gösterirken öl
How does it feel on your own?
– Tek başına olmak nasıl hissettiriyor?
Bound by the world all alone
– Dünyaya yapayalnızca bağlı
Crushed under heavy skies
– Fırtınalı gökyüzü altında çarpılmışca
Atlas, Rise!
– Atlas, Yüksel!
Masquerade as maker
– Yaratıcı gibi maskara
Heavy is the crown
– Tacı oldukça ağır
Beaten down and broken
– Yere serilip çökmüş
Drama wears you down
– Drama yoruyor seni
Overload, the martyr stumbles
– Fazla yükle, şehit tökezliyor
Hit the ground and heaven crumbles
– Yere çarpıyor ve cennet sallanıyor
All alone, the fear shall humble
– Yapayalnız, korkusu gururunu kırıyor
Swallow all your pride
– Gururunu ayaklarının altına al
All you bear
– Katlandığın onca şeyi
All you carry
– Taşıdığın onca şeyi
All you bear
– Katlandığın onca şeyi
Place it right on, right on me
– Hepsini koy önüme, önüme
Die as you suffer in vain
– Boşuna acı çekerken öl
Own all the grief and the pain
– Bütün acıyı ve kederi sahiplen
Die as you hold up the skies
– Gökyüzünü gösterirken öl
How does it feel on your own?
– Tek başına olmak nasıl hissettiriyor?
Bound by the world all alone
– Dünyaya yapayalnızca bağlı
Crushed under heavy skies
– Fırtınalı gökyüzü altında çarpılmışca
Atlas, Rise!
– Atlas, Yüksel!