Eh-eh, eh-eh
– Eh-eh, eh-eh
Eh-eh, eh-eh
– Eh-eh, eh-eh
Eh-eh, eh-eh
– Eh-eh, eh-eh
Eh-eh, eh-eh
– Eh-eh, eh-eh
Fil coupé, pendu sous le combiné (Eh-eh, eh-eh)
– Tel kesilmiş, ahizenin altına asılmış (Eh-eh, eh-eh)
Rhum, clope, rancune, j’ai tout combiné (Eh-eh, eh-eh)
– Rom, duman, kin, her şeyi birleştirdim (Eh-eh, eh-eh)
Le sang qui bout comme une marmelade (Eh-eh, eh-eh)
– Marmelat gibi kaynayan kan (Eh-eh, eh-eh)
Faut être un sacré con pour me dire : “relax” (Relax)
– Lanet bir pislik olması rahatla söyle: “(Relax)var”
Dites à mon destin de mordre le tee (Le tee)
– Kaderime söyle tişörtü ısırsın (Tişört)
Oh, j’vais lui refaire la gueule au fer 7 (Fer 7, fer 7)
– Oh, yüzünü tekrar demir 7’de yapacağım (Demir 7, demir 7)
Rien n’est dans l’bon ordre, faut tout inverser (Inverser, inverser)
– Hiçbir şey doğru sırada değil, her şeyi tersine çevirmelisin (Ters, ters)
On fête mon départ, pas mon anniversaire
– Ayrılışımı kutluyoruz, doğum günümü değil.
Le ciel est triste, que du gris dans la ville (La ville)
– Gökyüzü üzgün, şehirde sadece gri (şehir)
Envie d’prendre un acide et d’tout colorier (Colorier)
– Bir asit almak ve her şeyi renklendirmek ister misiniz (Renk)
Qu’est-ce qu’on s’emmerde, ah ouais, c’est plus comme avant
– Ne sikim, oh evet, daha çok eskisi gibi
La Ville Lumière se repose sur ses lauriers
– Işık Şehri defne üzerinde dinleniyor
Discret, casquette baissée sur la cabeza
– Sağduyulu, cabeza şapkasını indir
Le ciel devient bleu mais j’peux regarder que mes sapes
– Gökyüzü maviye dönüyor ama ben bunu izleyebilirim.
J’prends plus d’appels, je lis plus aucun message
– Artık telefona bakmam, artık mesajlarını okumuyorum
Être has-been, ça rend naïf, bah ouais, j’pouvais qu’aimer ça
– Öyle olmak seni saflaştırıyor, evet, sadece bunu sevebilirdim.
Personne ne le comprendra, personne
– Kimse bunu anlamayacak, kimse
J’suis l’mauvais ordre en personne, j’me sens moi-même comme personne
– Ben şahsen yanlış düzenim, kendimi bir insan olarak hissediyorum
Fallait qu’je tombe sur cette ville, huit milliards d’autres chemins
– Bu şehre rastlamak zorunda kaldım, sekiz milyar yol daha
Fallait qu’je tombe sur cette vie et j’sais qu’on est fait pour s’aimer
– Bu hayata rastlamak zorundaydım ve birbirimizi sevmek için yaratıldığımızı biliyorum.
Mais j’ai quand même peur d’passer à côté de mieux
– Ama yine de daha iyisini kaçırmaktan korkuyorum.
Y a jamais assez de miel sur le msemen
– Msemen’de asla yeterince bal olmaz.
Faut qu’j’profite, c’est l’dernier samedi d’la semaine
– Yararlanmak zorundayım, haftanın son Cumartesi günü.
Faut qu’j’profite, c’est l’dernier samedi d’la semaine
– Yararlanmak zorundayım, haftanın son Cumartesi günü.
Eh-eh, eh-eh
– Eh-eh, eh-eh
Eh-eh, eh-eh
– Eh-eh, eh-eh
Eh-eh, eh-eh
– Eh-eh, eh-eh
Eh-eh, eh-eh
– Eh-eh, eh-eh
Eh-eh, eh-eh
– Eh-eh, eh-eh
Eh-eh, eh-eh
– Eh-eh, eh-eh
La voix d’la sagesse en sourdine, contrôle de soi : un sur dix (Eh-eh, eh-eh)
– Bilgeliğin sessiz sesi, kendini kontrol etme: on kişiden biri (Eh-eh, eh-eh)
Retient l’monstre à l’intérieur, repousse la date de sortie (Eh-eh, eh-eh)
– Parayı içeride tutar, çıkış tarihini geri iter (Eh-eh, eh-eh)
J’ressemble tellement à ce monde, j’ai les névroses assorties (Eh-eh, eh-eh)
– Bu dünyaya çok benziyorum, eşleşen nevrozlarım var (Eh-eh, eh-eh)
Envie d’planter quelques tomates et d’faire du son sans ordi, eh-eh
– Birkaç domates ekip bilgisayarsız ses çıkarmak ister misin?
Fil coupé, pendu sous le combiné
– Tel kesilmiş, ahizenin altına asılmış
Rhum, clope, rancune, j’ai tout combiné
– Rom, duman, kin, her şeyi birleştirdim
Le sang qui bout comme une marmelade
– Marmelat gibi kaynayan kan
Faut être un sacré con pour me dire : “relax” (Relax)
– Lanet bir pislik olması rahatla söyle: “(Relax)var”
Dites à mon destin de mordre le tee (Le tee)
– Kaderime söyle tişörtü ısırsın (Tişört)
Oh, j’vais lui refaire la gueule au fer 7 (Fer 7, fer 7)
– Oh, yüzünü tekrar demir 7’de yapacağım (Demir 7, demir 7)
Rien n’est dans l’bon ordre, faut tout inverser (Inverser, inverser)
– Hiçbir şey doğru sırada değil, her şeyi tersine çevirmelisin (Ters, ters)
On fête son départ, pas son anniversaire
– Ayrılışını kutluyoruz, doğum gününü değil.
Kategoriler