Kategoriler
L Şarkı Sözleri Çevirileri

Laylow – UNE HISTOIRE ÉTRANGE Fransızca Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

C’est une histoire étrange
– Bu garip bir hikaye
P’t-être même que c’est qu’un rêve
– Bu sadece bir rüya bile değil
Toi, tu veux pas comprendre
– Sen anlamak istemiyorsun
Mais tu veux qu’ils te comprennent
– Ama seni anlamalarını istiyorsun.
Donc tu cours toute la semaine
– Yani bütün hafta koşuyorsun
Tu vois même plus les étoiles dans le ciel
– Gökyüzündeki yıldızları bile görmüyorsun.

Je t’ai vu, toutes ces nuits d’vant ton iPod cassé
– Seni gördüm, bütün o kırık ipod’unla övünen geceler
Écrire des lignes et des lignes sur des bouts d’papier
– Kağıt parçalarına çizgiler ve çizgiler yazma
C’était pas ouf mais au moins t’essayais, réessayais
– Phew değildi ama en azından deniyordun, tekrar deniyordun
Pendant qu’les autres faisaient qu’bégayer
– Diğerleri sadece kekelerken
Et t’as traîné des fois juste pour voir c’que ça fait
– Ve bazen sadece nasıl hissettiğini görmek için takıldın
D’être éclaté sous Jack, en avoir rien à foutre
– Jack’in altında yakalanmak, sikişmek için hiçbir şeye sahip olmak
T’as fait des connaissances et t’as ouvert ton cœur comme si c’était un stadium de foot
– Tanıdıklar edindin ve kalbini bir futbol stadyumu gibi açtın
Tu croyais que c’était tes potes et qu’ils l’seraient à vie
– Arkadaşların olduklarını düşündüm ve hayat olurdu
Que vos destins resteraient liés quoi qu’il arrive
– Kaderin ne olursa olsun bağlı kalacak
Tu t’es trompé mais j’peux pas t’en vouloir, non
– Yanıldın ama seni suçlayamam, hayır.
Parce que c’lui qui a jamais essayé s’ra jamais éveillé
– Çünkü s’ra’yı hiç denememiş olan asla uyanmaz
Le bonheur faut l’payer, pas en euros mais avec des larmes, ouais
– Mutluluk ödemek zorunda, Euro değil, gözyaşları ile, Evet

C’est une histoire étrange
– Bu garip bir hikaye
P’t-être même que c’est qu’un rêve
– Bu sadece bir rüya bile değil
Toi, tu veux pas comprendre
– Sen anlamak istemiyorsun
Mais tu veux qu’ils te comprennent
– Ama seni anlamalarını istiyorsun.
Donc tu cours toute la semaine
– Yani bütün hafta koşuyorsun
Tu vois même plus les étoiles dans le ciel
– Gökyüzündeki yıldızları bile görmüyorsun.

De l’eau a coulé sous les ponts, il t’arrive d’te regarder dans l’miroir et d’sourire
– Köprülerin altından su aktı, bazen aynaya bakıp gülümsüyorsun
Tous tes vieux chagrins sont loin derrière toi, avec le temps, ça d’vient des jolis souvenirs
– Tüm eski üzüntülerin çok geride, zamanla, güzel anılardan geliyor
J’te dis pas qu’faut voir la vida tout en rose mais bon, au moins faut pas vouloir la rendre grise
– Sana vida’yı pembe renkte görmeni söylemiyorum ama en azından gri yapmak istemiyorum
Oui, je sais, t’as toujours pas ta Lambo’ mais t’as des rêves qui, eux, ne demandent qu’à vivre
– Evet, biliyorum, hala Lambo’nuz yok ‘ ama hayalleriniz var, onlar, sadece yaşamak istiyorlar
Et t’es dur avec toi, ça j’espère, tu l’rest’ras jusqu’à la fin d’l’histoire, ah
– Ve sana karşı sertsin, umarım hikayenin sonuna kadar dinlenirsin, ah
Parce que c’est ta façon d’faire et qu’c’est la meilleure au monde, juste parce que c’est la tienne
– Çünkü bu senin bir şeyler yapmanın yolu ve dünyanın en iyisi, sadece senin olduğu için
Ma gueule, t’as tout dans ta tête, leur dis même pas “Pardon”
– Ağzım, kafanda her şey var, onlara “üzgünüm” deme”
T’es fait tout en or brut, si tu gagnes, c’est normal
– Tüm ham altın yapılır, eğer kazanırsanız, bu normaldir
Si tu perds y a r’, y aura remontada
– Eğer orada r ‘ kaybederseniz, remontada olacak
Tu vas faire des projets, y en a certains qui vont dead ça
– Sen projeler yapacaksın, bazıları ölecek.
Y en a d’autres qui vont couler comme un navire dans l’océan
– Okyanusta bir gemi gibi batacak başkaları da var
Mais c’est rien parce que tu sais que t’es plus l’même
– Ama önemli değil çünkü artık eskisi gibi olmadığını biliyorsun.
Que t’as tracé comme un chemin dans une contrée que tout l’monde croyait infranchissable
– Herkesin geçilmez olduğunu düşündüğü bir ülkede bir yol gibi izlediğin

C’est une histoire étrange
– Bu garip bir hikaye
P’t-être même que c’est qu’un rêve
– Bu sadece bir rüya bile değil
Toi, tu veux pas comprendre
– Sen anlamak istemiyorsun
Mais tu veux qu’ils te comprennent
– Ama seni anlamalarını istiyorsun.
Si t’arrêtes de courir juste une minute
– Eğer sadece bir dakika koşmayı bırakırsan
Tu verras ta propre étoile dans le ciel
– Gökyüzünde kendi yıldızını göreceksin

Tu t’poses encore des questions ? C’est pas important c’que j’suis. C’est c’que tu es qui est important. Et si j’te suis depuis l’début d’ton aventure, c’est pour t’aider à comprendre ça. Tu t’en es pas rendu compte mais t’as évolué et j’suis fier de toi. J’espère que tu continueras à avancer dans c’tunnel, même si tu n’vois pas la lumière qui est au bout. Parce que c’est pas la fin qui compte, c’est l’chemin à la clef. Ton chemin, c’est ton histoire. Alors écris la, coûte que coûte, même si elle est… étrange
– Hala merak ediyor musun ? Kim olduğum önemli değil. Önemli olan kim olduğun. Ve eğer maceranın başından beri seni takip ediyorsam, bunu anlamana yardımcı olmak için. Farkında değildin ama evrimleştin ve seninle gurur duyuyorum. Umarım sonunda bulunan ışığı görmeseniz bile bu tünelde ilerlemeye devam edersiniz. Çünkü önemli olan son değil, anahtara giden yol. Yol hikayesidir. Öyleyse yaz, her ne ise, öyle olsa bile… Garip