It’s a little bit funny, this feeling inside
– Bu biraz komik, bu his içeride
I’m not one of those who can easily hide
– Ben kolayca saklanabilenlerden değilim.
I don’t have much money, but boy if I did
-Fazla param yok ama oğlum olsa
I’d buy a big house where we both could live
– İkimizin de yaşayabileceği büyük bir ev alırdım.
If I was a sculptor, but, but then again, no
– Bir heykeltıraş olsaydım, ama yine de hayır
Or a man who makes potions on a traveling show
– Ya da gezici bir şovda iksir yapan bir adam
I know it’s not much, but it’s the best I can do
– Fazla olmadığını biliyorum, ama yapabileceğim en iyisi
My gift is my song, and this one’s for you
– Hediyem benim şarkım ve bu senin için.
And you can tell everybody this is your song
– Ve herkese söyleyebilirsin, bu senin şarkın
It may be quite simple, but now that it’s done
– Oldukça basit olabilir, ama şimdi bitti
I hope you don’t mind, I hope you don’t mind
– Umarım umursamazsın umarım umursamazsın
That I put down in words
– Kelimelerle ifade ettim
How wonderful life is now you’re in the world
– Şimdi hayatın ne kadar güzel olduğunu görüyorsun
I sat on the roof and kicked off the moss
– Çatıda oturdum ve yosunu bastım
Well, a few of these verses, well, they’ve got me quite cross
– Şey, bu ayetlerden birkaçı, beni oldukça çaprazladılar.
But the sun’s been quite kind while I wrote this song
– Ama bu şarkıyı yazarken güneş oldukça nazikti.
It’s for people like you that keep it turned on
– Senin gibi olan insanlar için açık.
So excuse me forgetting, but these things I do
– Affedersiniz, ama yaptığım şeyler
You see, I’ve forgotten if they’re green or they’re blue
– Gördün mü, yeşil mi yoksa mavi mi olduklarını unuttum.
Anyway, the thing is, what I really mean
– Her neyse, şey şu, gerçekten ne demek istedim
Yours are the sweetest eyes I’ve ever seen
– Seninkiler gördüğüm en tatlı gözler.
And you can tell everybody this is your song
– Ve herkese söyleyebilirsin, bu senin şarkın
It may be quite simple, but now that it’s done
– Oldukça basit olabilir, ama şimdi bitti
I hope you don’t mind, I hope you don’t mind
– Umarım umursamazsın umarım umursamazsın
That I put down in words
– Kelimelerle ifade ettim
How wonderful life is now you’re in the world
– Şimdi hayatın ne kadar güzel olduğunu görüyorsun
I hope you don’t mind, I hope you don’t mind
– Umarım umursamazsın umarım umursamazsın
That I put down in words
– Kelimelerle ifade ettim
How wonderful life is now you’re in, you’re in
– Şu an ne kadar harika bir hayattasın, içeridesin.
You’re in, you’re in the world
– Sen içeridesin, sen dünyadasın