Yeah, y’all know what it is
– Evet, ne olduğunu biliyorsunuz.
Katy Perry, Juicy J
– Katy Perry, Sulu J
Uh-huh, let’s rage!
– Hadi öfkelenelim!
I knew you were, you were gonna come to me
– Öyle olduğunu biliyordum, bana gelecektin.
And here you are, but you better choose carefully
– Ve işte buradasın, ama dikkatli seçsen iyi olur
‘Cause I, I’m capable of anything
– Çünkü ben her şeyi yapabilirim.
Of anything, and everything
– Her şeyden ve her şeyden
Make me your Aphrodite
– Beni Afroditin yap
Make me your one and only
– Beni tek ve biricik yap
But don’t make me your enemy (Enemy)
– Ama beni düşmanın yapma (Düşman)
Your enemy (Your enemy), your enemy
– Düşmanınız (Düşmanınız), düşmanınız
So you wanna play with magic?
– Sihirle mi oynamak istiyorsun?
Boy, you should know what you’re fallin’ for
– Evlat, neye kandığını bilmelisin.
Baby, do you dare to do this?
– Bebeğim, bunu yapmaya cesaretin var mı?
‘Cause I’m coming at you like a dark horse
– Çünkü sana karanlık bir at gibi yaklaşıyorum.
Are you ready for, ready for
– Hazır mısın, hazır mısın
A perfect storm, perfect storm?
– Mükemmel bir fırtına, mükemmel bir fırtına mı?
‘Cause once you’re mine, once you’re mine
– Çünkü bir kere benimsin, bir kere benimsin
There’s no going back
– Geri dönüş yok
Mark my words, this love will make you levitate
– Sözlerime dikkat et, bu aşk seni havaya uçuracak
Like a bird, like a bird without a cage
– Bir kuş gibi, kafesi olmayan bir kuş gibi
We’re down to earth if you choose to walk away
– Eğer çekip gitmeye karar verirsen dünyadayız.
Don’t walk away (Walk away)
– Gitme (Gitme)
It’s in the palm of your hand now, baby
– Artık avucunun içinde bebeğim.
It’s a yes or a no, no maybe
– Evet ya da hayır, hayır belki
So just be sure before you give it all to me
– O yüzden hepsini bana vermeden önce emin ol.
All to me, give it all to me
– Hepsi bana, hepsini bana ver
So you wanna play with magic?
– Sihirle mi oynamak istiyorsun?
Boy, you should know what you’re fallin’ for
– Evlat, neye kandığını bilmelisin.
Baby, do you dare to do this?
– Bebeğim, bunu yapmaya cesaretin var mı?
‘Cause I’m coming at you like a dark horse
– Çünkü sana karanlık bir at gibi yaklaşıyorum.
Are you ready for, ready for
– Hazır mısın, hazır mısın
A perfect storm, perfect storm?
– Mükemmel bir fırtına, mükemmel bir fırtına mı?
‘Cause once you’re mine, once you’re mine
– Çünkü bir kere benimsin, bir kere benimsin
There’s no going back
– Geri dönüş yok
She’s a beast, I call her Karma (Come back)
– O bir canavar, ona Karma diyorum (Geri gel)
She eat your heart out like Jeffrey Dahmer (Woo!)
– Kalbini Jeffrey Dahmer gibi yiyor (Woo!)
Be careful, try not to lead her on
– Dikkatli ol, onu yönlendirmemeye çalış.
Shawty’s heart is on steroids, ’cause her love is so strong
– Shawty’nin kalbi steroid kullanıyor çünkü aşkı çok güçlü
You may fall in love when you meet her (Meet her)
– Onunla tanıştığında aşık olabilirsin (Onunla tanış)
If you get the chance, you better keep her (Keep her)
– Eğer fırsatın olursa, onu elinde tutsan iyi olur.
She’s sweet as pie, but if you break her heart
– Pasta kadar tatlı ama kalbini kırarsan
She turn cold as a freezer (Freezer)
– Dondurucu gibi soğuyor (Dondurucu)
That fairy tale ending with a knight in shining armor
– Parlayan zırhlı bir şövalye ile biten o peri masalı
She can be my sleeping beauty, I’m gon’ put her in a coma (Woo!)
– O benim uyuyan güzelim olabilir, onu komaya sokacağım (Woo!)
Damn, I think I love her, shawty’s so bad
– Kahretsin, sanırım onu seviyorum, shawty çok kötü
I’m sprung and I don’t care
– Yaylandım ve umurumda değil
She ride me like a roller coaster, turn the bedroom into a fair (A fair)
– Bana bir roller coaster gibi biniyor, yatak odasını bir fuara dönüştürüyor (Bir fuar)
Her love is like a drug, I was tryna hit it and quit it
– Aşkı uyuşturucu gibi, vurup bırakmaya çalışıyordum.
But lil mama so dope, I messed around and got addicted
– Ama lil mama o kadar aptal ki, etrafta dolaştım ve bağımlı oldum
So you wanna play with magic?
– Sihirle mi oynamak istiyorsun?
Boy, you should know what you’re fallin’ for (You should know)
– Evlat, neye kandığını bilmelisin (Bilmelisin)
Baby, do you dare to do this?
– Bebeğim, bunu yapmaya cesaretin var mı?
‘Cause I’m coming at you like a dark horse (Like a dark horse)
– Çünkü sana karanlık bir at gibi yaklaşıyorum (Karanlık bir at gibi)
Are you ready for, ready for (Ready for)
– Hazır mısın, hazır mısın (Hazır mısın)
A perfect storm, perfect storm? (A perfect storm)
– Mükemmel bir fırtına, mükemmel bir fırtına mı? (Mükemmel bir fırtına)
‘Cause once you’re mine, once you’re mine
– Çünkü bir kere benimsin, bir kere benimsin
There’s no going back
– Geri dönüş yok
[Video directed by Matthew Cullen]
– [Matthew Cullen’ın yönettiği video]
Kategoriler