Thaiboy– Thaiboy’un(Rok on the track, yeah)– (Rok yolda, evet)Yeah, aye– Evet, evet Thaiboy Digital, true love, unconditional– Thaiboy Dijital, gerçek aşk, koşulsuzThis life is a miracle (Thaiboy)– Bu hayat bir mucizedir (Thaiboy)Cuz’ we the one, we the one, we the one– Çünkü biz biriz, biz biriz, biz birizThaiboy Digital, true love, unconditional– Thaiboy Dijital, gerçek […]
Kategori: T
He came from somewhere back in her long ago– Uzun zaman önce onun içinde bir yerden gelmişti.The sentimental fool don’t see– Duygusal aptal görmüyorTryin’ hard to recreate– Yeniden yaratmak için çok uğraşıyorumWhat had yet to be created once in her life– Hayatında henüz bir kez yaratılmış olanShe musters a smile for his nostalgic tale– Nostaljik […]
Yeah, it’s just like– Evet, aynen öyleIt should start, it just– Başlamalı, sadeceIt should just come straight in– Doğruca içeri girmeli.And just be like—– Ve sadece gibi ol— She walks down the stairs, feeling herself– Merdivenlerden aşağı iniyor, kendini hissediyorLookin’ like she just won a court case– Az önce bir dava kazanmış gibi görünüyor.He’s got […]
I’ve been suicidal– İntihara meyilliyim.You’ve been gone for weeks– Haftalardır yoktun.If I’m undecided, will you decide for me?– Kararsızsam, benim adıma karar verir misin?Baby, I’ll do anythin’ that you want to– Bebeğim, istediğin her şeyi yaparımI’ll try anythin’ that you want to– İstediğin her şeyi deneyeceğimI’ll try– Deneyeceğim‘Cause you’re on my mind– Çünkü aklımdasın Oh-oh, […]
Our first kiss was Christmas in the Walmart toy department– İlk öpücüğümüz Walmart oyuncak bölümünde Noel’diShe said, “I should take you with me when I leave”– “Giderken seni de yanımda götürmeliyim” dedi.We were searchin’ New York for a fancy, new apartment– New York’ta şık, yeni bir daire arıyorduk.She said, “Central Park is Sea World for […]
I know a place– Bir yer biliyorumIt’s somewhere I go when I need to remember your face– Yüzünü hatırlamam gerektiğinde gittiğim bir yerWe get married in our heads– Kafamızda evleniyoruzSomething to do while we try to recall how we met– Nasıl tanıştığımızı hatırlamaya çalışırken yapılacak bir şey Do you think I have forgotten?– Unuttuğumu mu […]
Like a red herring– Kırmızı ringa balığı gibiLaminated denim– Lamine denimA note outside the scale from beyond the pale– Solgunluğun ötesinden ölçeğin dışında bir notUnwitting host– İstemsiz ev sahibiInside-out ghost– İçten dışa hayaletHarbinger of changes– Değişikliklerin habercisiDestiny exchanges– Kader değişimleriTime slows– Zaman yavaşlarEyes close– Gözler kapalıIn crimson tubes the pressure grows– Kırmızı tüplerde basınç artarSticky […]
It’s good to be back– Geri dönmek güzelRe-railed, Back on track– Yeniden azarlandı, Yola geri döndüChange the clock through sleight of hand– El çabukluğu ile saati değiştirinThe river has been spanned– Nehir genişlediBehold: the land before Timeland– Bakın: Zaman Diyarından önceki topraklar Teleportality– TeleportaliteTeleport you and me from possibility to actuality– Seni ve beni olasılıktan […]
It was far across the sea, when the devil got a hold of me– Denizin çok ötesindeydi, şeytan beni ele geçirdiğindeHe wouldn’t set me free, so he kept me soul for ransom– Beni özgür bırakmadı, bu yüzden ruhumu fidye için sakladı.Na na na na na…– Na na na na na… I’m a sailor man from […]
Countin’ while I run the tap– Musluğu çalıştırırken sayıyorumI’m on my knees– Dizlerimin üstündeyim.Chokin’ on my hands all night– Bütün gece ellerimde boğuluyorumIn my sleep– UykumdaCountin’ all the calories– Tüm kalorileri sayıyorumNow get ’em up– Şimdi kaldır onlarıBody positivity– Vücut pozitifliğiHelp me out– Bana yardım et The swans of ballet– Bale kuğularıTheir skin and their […]
Yabba-dabba-doo!– Yabba-dabba-doo! Flintstones, meet the Flintstones– Çakmaktaşlar, çakmaktaşlarla tanışınThey’re the modern Stone Age Family– Onlar modern Taş Devri AilesiFrom the town of Bedrock– Bedrock kasabasındanThey’re a page right out of history– Onlar tarihin dışında bir sayfa. Let’s ride with the family down the street– Ailemle birlikte caddenin aşağısına gidelim.Through the courtesy of Fred’s two feet– […]
O, o, o’zapft is– O, o, O’zapft ısWenn du mich suchst, ich liege unterm Tisch– Beni arıyorsan masanın altında yatıyorumO, o, o’zapft is– O, o, O’zapft ısDie Lederhosen san vollgepisst (Hey!)– Lederhosen San vollgepisst (Hey!) O, o, o’zapft is– O, o, O’zapft ısWenn du mich suchst, ich liege unterm Tisch– Beni arıyorsan masanın altında yatıyorum(Hey!) […]