Aston Martin truck, ride the tail off, scratchin’– Aston Martin kamyonu, kuyruğunu sür, tırmalamakAston Martin truck, ride the tail off– Aston Martin kamyon, kuyruğunu sürSkrrt, skrrt– Skrrt, skrrtSkrrt– Skrrt’nin Aston Martin truck, ride the tail off (Vroom)– Aston Martin kamyon, kuyruğunu sür (Vroom)Had to get a new butler, four new maids to clean my house […]
Kategori: R
It cost to be alive– Hayatta olmanın bedeliI won’t say I’m king of the jungle, but, I survived– Ormanın kralı olduğumu söylemeyeceğim ama hayatta kaldım.Watch the cookies crumble in front of me, at least I tried– Önümdeki kurabiyelerin parçalanmasını izle, en azından denedimYou know what you call it, robbed what you call it?– Ne dediğini […]
Eins, zwei, drei, vier, fünf, sechs, sieben, acht, neun, aus– Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, kapalı Alle warten auf das Licht– Herkes ışığı bekliyorFürchtet euch, fürchtet euch nicht– Korkmayın, korkmayın.Die Sonne scheint mir aus den Augen– Güneş gözlerimden parlıyorSie wird heut Nacht nicht untergeh’n– Bu gece batmayacakUnd die Welt zählt laut […]
Pluto Richey, Richey Pluto, however, you wanna say it (Bah-bah-bah-bah)– Plüton Richey, Richey Plüton, yine de söylemek istiyorsun (Bah-bah-bah-bah)Yeah, murder– Evet, cinayetTwo of my chains ten-hundred thousand, one of my rings cost a house– İki zincirim on yüz bin, bir yüzüğüm bir eve mal oldu(Ddot cold as a motherfucker, on God)– (Bir orospu çocuğu kadar […]
Don’t remind me– Bana hatırlatma.I’m mindin’ my own damn business– Kendi lanet işime bakıyorum.Don’t try to find me– Beni bulmaya çalışma.I’m better left alone than in this– Bu işte yalnız kalmaktan daha iyiyim.It doesn’t surprise me– Bu beni şaşırtmadı.Do you really think that I could care?– Gerçekten umursayabileceğimi düşünüyor musun?If you really don’t like me– […]
Yeah– EvetYeah, yeah, yeah– Evet, evet, evetYeah, yeah, yeah, yeah, yeah– Evet, evet, evet, evet, evetYeah– EvetUm, well– Um, şeyYeah– Evet You will find that we not very different, no, you and I– Çok farklı olmadığımızı göreceksin, hayır, sen ve benAlthough I usually, usually find a way out– Her ne kadar genellikle bir çıkış yolu […]
NOEL:– NOEL ŞARKISI:I don’t want to sing about that!– Bunun hakkında şarkı söylemek istemiyorum! OCEAN:– okyanus:Oh! Oh! If he doesn’t want to sing, I will! I will!– Oh! Oh! Şarkı söylemek istemiyorsa söylerim! Yapacağım! NOEL:– NOEL ŞARKISI:Goddammit! Can you keep it in your pants for two seconds, you horrible succubus!?– Kahretsin! İki saniye pantolonunda tutabilir […]
Nie wracam do domu na tarczy, wracam do domu na felgach– Kadranla eve gelmiyorum, jantlarla eve geliyorumNie lecę, gdzie powieje Halny, innego życia, niż szybkiego nie znam– Hal’ın nereye uçtuğunu uçmuyorum, hızlı bir hayattan başka bir hayatım yok, bilmiyorumNie raz mnie życie uczyło jak przegrać, nie raz mnie życie uczyło jak wygrać– Bir kereden fazla […]
Ayy– Ayy Look out the window, what do I see?– Pencereden dışarı bak, ne görüyorum?A couple yachts, they got some thots that trot the seven seas– Bir kaç yat, yedi denizi gezen birkaç taneleri var.Got CCs and Louis Vs out of every season– Her sezon CCs ve Louis’e karşı çıktıCard me please, Forgis make ’em […]
Parken direkt vor dem Eingang, SO/, lassen gleich ein paar Millen da (Cash)– Girişin hemen önünde Park, yani/, hemen orada birkaç milyon bırakın (nakit)Wild-Crocodile-Einnahm’n so geil, weil der Scheiß ist nicht illegal– Vahşi timsah-bu bok yasadışı olmadığı için çok azgın aldıDen ganzen Tag nur am schweben, ficken Frauen aus Rumänien, Bruder, was für ein Leben […]
Ayy, uh– Ayy, uh Bitch, I’m 21 but I still walk around with fake ID (What?)– Kaltak, 21 yaşındayım ama hala sahte kimlikle dolaşıyorum (Ne?)Cuddle with the homies watching “Stand by Me” (Cute)– “Yanımda Dur” u izleyen arkadaşlarla kucaklaşın (Sevimli)This dick ain’t free, baby, pay my fee (Bread)– Bu alet bedava değil bebeğim, ücretimi öde […]
Sailing the Sunset Strip, I’m a bit of a king– Sunset Strip’te yelken açmak, ben biraz kralım.Granny would take a trip, I’ve been bending the strings– Büyükanne bir yolculuğa çıkar, ipleri büküyorumGot hammers in both my hands, such a delicate touch– İki elimde de çekiç var, çok hassas bir dokunuşThey say I’m from Amsterdam, does […]