Тут-т… Ту-ду-ду-ду, ду– Burada … Orada, orada, orada, orada, orada, oradaДай мне бит громче в наушниках, короче– Kulaklığımda biraz daha yüksek sesle ver, kısacaТолько наушник—, да, да, пасибо– Sadece kulaklık— evet, evet, teşekkürlerАллё? Эй, эй, эй– Alo? Hey, hey, hey Её жопа (Ах) прыгает, как мячик (Мячик-мячик)– Onun kıçı bir top gibi zıplıyor (Top-top)Сука очень […]
Kategori: N
We must let the clamp do what the clamp does best– Kelepçenin en iyi yaptığı şeyi yapmasına izin vermeliyiz.I know you’re coming home Henry– Eve geleceğini biliyorum Henry.Just tell me when– Sadece ne zaman olduğunu söyleWe must let the clamp do what the clamp does best– Kelepçenin en iyi yaptığı şeyi yapmasına izin vermeliyiz.That’s a […]
You walk up on the raised edge– Yukarı kaldırılmış kenarda yürüyorsun.Hands out for balance– Denge için eller dışarıYou slip and you almost grab mine, but you find your feet– Kayıyorsun ve neredeyse benimkini tutuyorsun, ama ayaklarını buluyorsunAnd I never wanted so much someone to fall– Ve hiç bu kadar çok birinin düşmesini istemedimIt’s just been […]
Concorde, this organ, the new one I’m formin’– Concorde, bu organ, benim oluşturduğum yeni organ’It’s grown so persistent on you by the morning– Sabaha kadar senin üzerinde çok ısrarcı olmaya başladı.I fell to my feet and the doctor said, ‘We are unfortunately– Ayağa düştüm ve doktor dedi ki, ‘Maalesef öyleyizRunning out of options to treat’– […]
Lyrics from Snippet– Snippet’ten Şarkı sözleri Yeah, my connect just now sent my wrist back– Evet, bağlantım az önce bileğimi geri gönderdi.Tell these bitches give my drip back– Söyle bu sürtüklere damlamamı geri versinler.Strawberry Ferrari, whip that– Çilekli Ferrari, kırbaçlaLike to look back when he h-h-h-h-hit that– Ona çarptığında geriye bakmak gibi.Ass and thighs, that’s […]
You’re scared of a world where you’re needed– İhtiyacın olan bir dünyadan korkuyorsun.So you never made nice with the locals– Yani yerlilerle hiç iyi geçinemedin.But you tied me up slow with your vine stuff– Ama beni asma şeylerinle yavaşça bağladın.It takes a few years, but they break bones– Birkaç yıl sürer, ama kemikleri kırarlar.It takes […]
Instrumental Intro (0:00 – 3:18)– Enstrümantal Giriş (0:00 – 3:18) Part I (3:18 – 5:25)– Bölüm I (3:18 – 5:25)Concorde flies in my room– Concorde odamda uçuyorTears the house to shreds– Evi parçalara ayırıyorDefines the night as such– Geceyi şöyle tanımlarA home for us, stick insects– Bizim için bir yuva, sopa böcekleriAnd leaves no trace […]
I just told P, “This really niggas’ worst nightmare, man– P’ye dedim ki, “Bu gerçekten zencilerin en kötü kabusu, dostum.”They don’t wanna see Lil Baby with the Barbie” (Papi Yerr)– Barbie’li Küçük Bebeği görmek istemiyorlar” (Papi Yerr) Tell ’em my niña, my bitch, she a rider– Söyle onlara niña’mı, kaltağımı, o bir atlıI got a […]
Yeah, yeah– Evet, EvetUh, yeah, uh– Uh, evet, uh Human Made on me like P (Yes, sir)– İnsan bana P gibi yaptı (Evet efendim)Waves don’t need no grease (No, sir)– Dalgaların yağa ihtiyacı yok (Hayır efendim)Chains don’t need no grease– Zincirlerin yağa ihtiyacı yokturNo oil stains on me, no screech (Screech)– Üzerimde yağ lekesi yok, […]
Znaš, crne rupe nastaju kada se um ubrza do beskonačnosti– Biliyorsunuz, akıl sonsuza dek hızlandığında kara delikler oluşur Ponekad poželim da uđeš mi u glavu– Bazen kafamın içine girmeni istiyorumMalo da upoznaš moju drugu stranu– Diğer tarafımı tanımak için birazKažeš da sam dobra, da sam po PS-u– Bana iyi olduğumu, PS olduğumu söylüyorsunKažeš dobra sam […]
(CashMoneyAP)– (Kaşmoneyap)Yeah, yeah, yeah (Mmm)– Evet, evet, evet (Mmm)Shotta Flow six– Shotta Akışı altı(Kio, Kio)– (Kıo, Kıo)Yeah, yeah, yeah, yeah, yeah– Evet, evet, evet, evet, evet Said I was done, I’m back at it again– Bittiğimi söyledi, tekrar işe döndüm.Back in the car, we spinnin’ the bend (Brrr)– Arabaya geri dönüyoruz, virajı döndürüyoruz (Brrr)Slide to […]
Old man, look at my life– İhtiyar, hayatıma bakI’m a lot like you were– Senin gibi bir sürü vardı benOld man, look at my life– İhtiyar, hayatıma bakI’m a lot like you were– Senin gibi bir sürü vardı ben Old man, look at my life– İhtiyar, hayatıma bakTwenty-four, and there’s so much more– Yirmi dört, […]