Let’s play a game of Russian roulette,– Hadi bir Rus ruleti oyunu oynayalım,I’ll load the gun, you place the bets.– Ben silahı doldururum, sen bahisleri koy.Tell me, who will make it out alive.– Söyle bana, kim hayatta kalmayı başaracak. Over and over and over again, we play the same old game.– Tekrar ve tekrar ve […]
Kategori: B
I’ve been searching– AraştırıyordumHave you found many things?– Çok şey buldun mu?Time for learning,– Öğrenme zamanı,Why have I not learnt a thing?– Neden bir şey öğrenmedim? Words with no meaning– Anlamsız kelimelerHave kept me dreaming– Beni hayal etmeye tuttuBut they don’t tell me anything– Ama bana hiçbir şey söylemiyorlar And all you never say is […]
Once more I say goodbye, to you– Bir kez daha sana elveda diyorumThings happen but we don’t really know why– Bir seyler oluyor ama gercekten nedenini bilmiyorumIf it’s supposed to be like this, why do most of us ignore the chanceto miss?– Böyle olması gerekiyorsa neden cogumuz kacirilmamasi gereken sansı görmemezlikten geliyoruz?Oh yeah…– Oh, evet… […]
All the small things– Bütün ufak şeyler True care, truth brings– Gerçek ilgi gerçeği de getirir I’ll take one lift– Bir adım atacağım Your ride best trip– Seninle çıkılan gezinti, en iyi yolculuk Always i know– Bilirim hep You’ll be at my show– Şovuma geleceğini Watching, waiting– Seyrederken, beklerken Commiserating– Derdi paylaşırken Say it ain’t […]
Standing there, killing time– Duruyor orada, zamanını öldürüyorCan’t commit to anything but a crime– Suçtan başka bir şeye adayamam kendimiPeter’s on vacation, an open invitation– Peter tatilde, açık bir davetiyeAnimals, evidence– Hayvanlar, kanıtPearly gates look more like a picket fence– İnci gibi kapılar kazık çite benziyor daha çokOnce you get inside ’em– İçine girdiğinde onlarınGot […]
Found the truth beneath your lies– Yalanlarının altındaki gerçeği buldumAnd true love never has to hide– Ve gerçek aşk asla saklanmak zorunda kalmazTrue love never has to hide– Gerçek aşk asla saklanmak zorunda kalmazI’ll trade your broken wings for mine– Kırık kanatlarını benimkiyle takas edeceğimTrade your broken wings for mine– Kırık kanatlarını benimkiyle takas etI’ve […]
All the small things– Bütün ufak şeyler True care, truth brings– Gerçek ilgi gerçeği de getirir I’ll take one lift– Bir adım atacağım Your ride best trip– Seninle çıkılan gezinti, en iyi yolculuk Always i know– Bilirim hep You’ll be at my show– Şovuma geleceğini Watching, waiting– Seyrederken, beklerken Commiserating– Derdi paylaşırken Say it ain’t […]
What would I do without your smart mouth?– Senin akıllı ağzın olmasaydı ne yapardım?Drawing me in, and you kicking me out– Beni içeri çekiyorsun ve beni kovuyorsunGot my head spinning, no kidding– Başım dönüyor, şaka yokI can’t pin you down– Seni sabitleyememWhat’s going on in that beautiful mind?– O güzel zihnin içinde neler oluyor?I’m your […]
I don’t know what he did to make you cry– Onun seni ağlatmak için ne yaptığını bilmiyorumBut I’ll be there to make you laugh– Ama snn gülmeni sağlamak için orda olacağım I don’t have a luxury car– Benim lüks bir arabam yokI’ve walked thousands of miles to reach you– Sana ulaşmak için binlerce mil yürüdüm […]
When it’s love you give– Verdiğin aşk olduğundaI’ll be your man of good faith– Senin iyi niyetli adamın olacağımWhen it’s love you live– Aşk olduğunda yaşarsınI’ll make a stand I won’t break– Direneceğim kırılmayacağımI’ll be the rock you can lean on– Dayanabileceğin kaya olacağımBe there when you’re old– Yaşlandığında orada olTo have and to hold– […]
heard Church bells ring– Kilise çanlarının çaldığını duydumI heard A choir singing– Koronun şarkı söylediğini duydumI saw my love Walk down The aisle– Aşkımın koltukların arasından yürüdüğünü gördümOn her finger He placed a ring– Onun (kızın) parmağında, onun (aşkımın) verdiği yüzük duruyordu Oooh, oh– Ooh, oh I saw them Holding hands– Onları el ele tutuşurken […]
All I ever wanted– Hep istedimWas to see you smiling– Seni gülerken görmeyiI know that I love you– Seni sevdiğimi biliyorumOh baby why don’t you see?– Oh, bebeğim niye anlamıyorsun? All I ever wanted– Hep istediğim tek şeyWas to see you smiling– Seni gülerken görmekti.All I ever wanted– Hep istediğim tek şeyWas to make you […]