Oh la la
– Oh la la
Je porte des œillères, fuyant le monde, évitant le regard des gens
– Göz kamaştırıcı takıyorum, dünyadan kaçıyorum, insanların gözlerinden kaçıyorum
Né dans le rouge, forcément, recherche le feu vert pour partir à temps
– Kırmızı renkte doğmuş, mutlaka, zamanında ayrılmak için yeşil ışığı arıyor
Kilos de me-sper, beaucoup de descendants périrent dans grosses **** ensanglantées
– Bir kilo me-sper, birçok torun kanlı yağda öldü ****
Beaucoup d’enfants, la moula, la moula, je fais, j’suis dans l’business, un truc du genre (Genre)
– Bir sürü çocuk, la moula, la moula, yapıyorum, işteyim, gibi bir şey (Gibi)
Merci à mes ennemis qui parlent de moi sans me côtoyer
– Benimle omuz omuza vermeden benden bahseden düşmanlarıma teşekkür ederim
Je fais des économies, je vis dans leurs têtes sans payer de loyer (Loyer, loyer)
– Para biriktiriyorum, kira ödemeden kafalarında yaşıyorum (Kira, kira)
Si j’devais mettre fin à mes jours, j’commencerais par le jour où j’t’ai rencontré (Rencontré)
– Hayatımı bitirmek zorunda olsaydım, seninle tanıştığım günle başlardım (Seninle tanıştım)
Dans le quartier, le four, nombreux allers-retours rouges et bleu foncé (On n’aime pas les bleus)
– Mahallede, fırında, birçok kırmızı ve koyu mavi gidiş-dönüş (Mavileri sevmiyoruz)
J’ignore pourquoi la drogue me soulage (Eh), mon sommeil en d’vient paro, sauf quand elle est inhalée (Je fume trop de beuh)
– İlacın neden beni rahatlattığını bilmiyorum (Eh), başka bir deyişle uykum, solunduğunda hariç (çok fazla ot içiyorum)
Concours de : “Je t’aime”, trop de : “Te amo, te amo” pour qu’elle fasse la pute pour tout l’restant de l’année (Nique ta mère, allez)
– Yarışma: “Seni seviyorum”, çok fazla: “Te amo, te amo” yılın geri kalanında fahişe olması için (Anneni siktir et, hadi)
Je scroll et j’roule un vieux joint, c’est mieux (Eh-eh-eh-eh)
– Kaydırıyorum ve eski bir eklemi yuvarlıyorum, daha iyi (Eh-eh-eh-eh)
Selfie sur la plage, mer bleue (Oh-oh-oh)
– Sahilde selfie, mavi deniz (Oh-oh-oh)
J’m’en fous si j’suis pas vraiment heureux (Nan, nan, nan, nan)
– Gerçekten mutlu olmamam umurumda değil (Hayır, hayır, hayır, hayır)
Selfie sur la plage, mer bleue (Ouh-ouh, ouh-ouh, ouais)
– Sahilde selfie, mavi deniz (Ooh-ooh, ooh-ooh, evet)
Évidemment que j’n’ai pas le temps de concevoir une vie de rêve car j’ai des putains de ‘blèmes sur l’tas (Ouh)
– Açıkçası bir rüya hayatı tasarlamak için zamanım yok çünkü işte sorunlarım var (Ooh)
Précipitamment, j’ai fait des choix, des choix que mon passé regrette entraînant des putains de ‘blèmes sur le tas (Oh, oh, oh, oh, oh, oh)
– Aceleyle seçimler yaptım, geçmişimin pişmanlık duyduğu seçimler işte sorunlara yol açtı (Oh, oh, oh, oh, oh, oh, oh)
Ma chérie, j’ai r’connu l’inconnu, un : “Je t’aime” en soirée, je connais le tarot
– Sevgilim, bilinmeyeni biliyorum, a: “Seni seviyorum” akşamları, tarotu biliyorum
Okay, je meurs ma vie car je vis à mort (Ouh)
– Tamam, ölüyorum çünkü ölesiye yaşıyorum (Ooh)
Je fait mon testament, j’aime trop la vitesse, ne monte pas à bord
– İsteğimi yerine getiriyorum, hızı çok seviyorum, gemiye binme.
Comme un conquistador, j’suis jamais là mais mon fils m’adore
– Bir fetihçi gibi, asla orada değilim ama oğlum bana tapıyor
Je pense à Ethan, tu penses à Lior
– Ben Ethan’ı düşünüyorum, sen Lior’u düşünüyorsun.
Tant de jalousies et de mauvais sorts
– Çok fazla kıskançlık ve kötü büyü
Le ciel me réconforte, balle en argent dans fusil en or, c’est comme ça qu’on s’en sort
– Cennet beni teselli ediyor, altın silahtaki gümüş kurşun, işte böyle geçiyoruz
J’ai le cœur bleu, tant de beuh, les poumons en feu, d’la peine dans les yeux, on fait comme on peut
– Kalbim mavi, çok fazla ot, ciğerlerim yanıyor, gözlerim ağrıyor, elimizden geleni yapıyoruz
Okay
– Tamam, Tamam
On ne parle pas bien, on est très malpolis
– İyi konuşmuyoruz, çok kabayız.
On a sorti le machin : la mort fait pas mal de bruit (Shuu)
– Olayı çözdük: ölüm çok ses çıkarır (Shuu)
“Ra-ta-ta-ta-ta, piouh, piouh, piouh, piouh”, gang, gang (Sale, sale)
– “Ra-ta-ta-ta-ta, peep, peep, peep, peep”, çete, çete (Kirli, kirli)
On a sorti le machin : on a fait pas mal de bruit (Boum)
– Şeyi çıkardık: çok fazla gürültü yaptık (Boom)
On ne parle pas bien, on est très malpolis (Mmh-mmh, mmh-mmh)
– İyi konuşmuyoruz, çok kabayız (Mmh-mmh, mmh-mmh)
On a sorti le machin : la mort fait pas mal de bruit (Boum)
– Olayı çözdük: ölüm çok ses çıkarır (Boom)
“Ra-ta-ta-ta-ta, piouh, piouh, piouh, piouh”, gang, gang (Boum)
– “Ra-ta-ta-ta-ta, dikizlemek, dikizlemek, dikizlemek, dikizlemek”, çete, çete (Patlama)
On a sorti le machin : on a fait pas mal de bruit (Okay)
– Şeyi çıkardık: çok gürültü yaptık (Tamam)
Mmh-mmh, mmh-mmh, mmh-mmh, mmh
– Mmh-mmh, mmh-mmh, mmh-mmh, mmh
Mmh-mmh, mmh-mmh, mmh-mmh, mmh
– Mmh-mmh, mmh-mmh, mmh-mmh, mmh
Mmh-mmh, mmh-mmh, mmh-mmh, mmh
– Mmh-mmh, mmh-mmh, mmh-mmh, mmh
On a sorti le machin : on a fait pas mal de bruit
– Olayı çözdük: çok ses çıkardık.
Na-na-na-na
– Na-na-na-na
On a sorti le machin : on a fait pas mal de bruit
– Olayı çözdük: çok ses çıkardık.
Kategoriler