It’s another, if it ain’t one thing
– Başka bir şey, eğer bir şey değilse
Instigators, like putting fire on propane
– Araştırmacılar, yanlış bir şeyi ateşe vermek gibi
The wrong thing, they be worrying about
– Yanlış şey, onların endişelendikleri
Ooh you know females
– Kadınları bilirsin
And how they like to run they mouths
– Ve nasıl konuşup durduklarını
Wanna be, wanna be just like talk like, you
– Olmak istiyorum, sadece senin gibi konuşmak istiyorum
(Like you) you (like you)
– (Senin gibi) sen (senin gibi)
Misery, misery loves company
– Izdırap, ızdırap arkadaşlığı sever
Don’t let ’em change your mood
– Onların ruh halini değiştirmesine izin verme
They try to get at me
– (Benimle uğraşmaya çalıştılar)
(They try to get at me)
– (Benimle uğraşmaya çalıştılar)
Behind your back
– Senin arkandan
(Your back, your back, your back)
– (Arkandan,arkandan,arkandan)
They try to tell me that I’m just like the others
– Onlar bana diğerleri gibi olduğumu söylemeye çalıştı
That I ain’t all bad
– O kadar da kötü olmadığımı
No, no I ain’t all bad
– Hayır,hayır o kadar kötü değilim
All bad, all bad
– Çok kötü, çok kötü
I ain’t that bad
– O kadar kötü değilim
All bad all bad
– Çok kötü, çok kötü
I might make you mad
– Seni kızdırmış olabilirim
So mad, my bad
– Çok kızgın, benim hatam
No I ain’t all bad
– Hayır,hayır o kadar kötü değilim
Between us, they wanna come in
– Aramıza, girmek istiyorlar
Worst enemy, so they try to be your best friend
– En kötü düşman, senin en yakın arkadaşın olmaya çalışıyorlar
Perfect
– Mükemmel
Ain’t saying that I am
– Olduğumu söylemedim
Proven, at least I’ve proven that I give a damn
– Kanıtlanmış, en azından ben umursadığımı kanıtlayabildim
Wanna be, wanna be everything I oughta be to you
– Olmak istiyorum, sana karşı olmam gereken her şey olmak istiyorum
To you
– Sana
Envy, envy
– İmrenmek,imrenmek
Same thing as jealousy
– Kıskanmakla aynı şey
Jealous of you
– Seni kıskanmak
That’s what they do
– Yaptıkları işte bu
They try to get at me
– (Benimle uğraşmaya çalıştılar)
(They try to get at me)
– (Benimle uğraşmaya çalıştılar)
Behind your back
– Senin arkandan
(Your back, your back, your back)
– (Arkandan,arkandan,arkandan)
They try to tell me that I’m just like the others
– Onlar bana diğerleri gibi olduğumu söylemeye çalıştı
That I ain’t all bad
– O kadar da kötü olmadığımı
No, no I ain’t all bad
– Hayır,hayır o kadar kötü değilim
All bad, all bad
– Çok kötü, çok kötü
I ain’t that bad
– O kadar kötü değilim
All bad all bad
– Çok kötü, çok kötü
I might make you mad
– Seni kızdırmış olabilirim
So mad, my bad
– Çok kızgın, benim hatam
No I ain’t all bad
– Hayır,hayır o kadar kötü değilim
Kategoriler