I wandered to L.A., wandered to L.A.
– Los Angeles’a gittim, Los Angeles’a gittim.
True story
– Gerçek hikaye
I wandered to L.A. hopin’ to explore
– L. A.’ umut Araştır dolaştım
Little did I know, I’d find a little more
– Biraz bilseydim, biraz daha fazlasını bulurdum.
Love at my hotel room door
– Otel odamın kapısında aşk
From the bed to the hotel room floor
– Yataktan otel odasının zeminine
I wandered to L.A. hopin’ to explore
– L. A.’ umut Araştır dolaştım
Little did I know, I’d find a little more
– Biraz bilseydim, biraz daha fazlasını bulurdum.
Love at my hotel room door
– Otel odamın kapısında aşk
From the bed to the hotel room floor
– Yataktan otel odasının zeminine
Maybe it’s the love, maybe it’s the drugs
– Belki aşktan, belki uyuşturucudan.
Maybe it’s because my girlfriend is the plug
– Belki de kız arkadaşımın fişi olduğu içindir.
Cocaine strums like guitar chords
– Gitar akorları gibi kokain tıngırdatıyor
She loves drugs, she goes hardcore
– Uyuşturucuya bayılıyor, sertleşiyor
She’s hidin’ from the truth, it’s under the rug
– Gerçeklerden saklanıyor, halının altında.
Maybe it’s because the lies, they fill her up
– Belki de yalanlar onu doldurduğu içindir.
You see the ghost on her front porch
– Ön verandasındaki hayaleti görüyorsun.
You see the blood at her front door
– Ön kapısındaki kanı görüyorsun.
We were doin’ Xans in a Honda Accord
– Honda Accord’da Xan yapıyorduk.
Lookin’ at the things that we couldn’t afford
– Paramızın yetmediği şeylere bakıyorum.
Fantasies became reality, but only for one of us
– Fanteziler gerçeğe dönüştü, ama sadece birimiz için
I wandered to L.A. hopin’ to explore
– L. A.’ umut Araştır dolaştım
Little did I know, I’d find a little more
– Biraz bilseydim, biraz daha fazlasını bulurdum.
Love at my hotel room door
– Otel odamın kapısında aşk
From the bed to the hotel room floor
– Yataktan otel odasının zeminine
Pillowtalkin’ ’bout our future and our dreams
– Pillowtalkin’ ’bout geleceğimiz ve hayallerimiz
Speakin’ ’bout how life ain’t really as it seems
– Hayat gerçekten gibi değil nasıl dedin’ ’bout görünüyor
Reminiscin’ ’bout the days you broke my heart
– Kalbimi kırdığın günleri anımsıyorum.
Thankful that we worked it out, we come so far (Come so far)
– Bunu çözdüğümüz için müteşekkiriz, şimdiye kadar geldik (Şimdiye kadar geldik)
Still you gotta give me space and let me breathe (Let me breathe)
– Yine de bana yer ver ve nefes almama izin ver (Nefes almama izin ver)
Still you gotta give me lovin’, that I need (That I need)
– Yine de bana ihtiyacım olan sevgiyi vermelisin (İhtiyacım olan)
Still we gotta focus on the little things (Little things)
– Yine de küçük şeylere odaklanmalıyız (Küçük şeyler)
Never wanna end up how we used to be (Used to be)
– (Eskiden)eskiden nasıl olduğumuzu asla ister sonunda
And I don’t wanna hear you say-ay (Say-ay)
– Ve senin-ay (Say-ay) dediğini duymak istemiyorum.
That you don’t want to be with me (Be with me)
– Benimle olmak istemediğini (Benimle olmak)
Especially when you need some company (Company)
– Özellikle bir şirkete (Şirkete) ihtiyacınız olduğunda
That’s why I need you, comfort me (Comfort me)
– Bu yüzden sana ihtiyacım var, beni teselli et (Teselli et)
I wandered to L.A. hopin’ to explore
– L. A.’ umut Araştır dolaştım
Little did I know, I’d find a little more
– Biraz bilseydim, biraz daha fazlasını bulurdum.
Love at my hotel room door
– Otel odamın kapısında aşk
From the bed to the hotel room floor
– Yataktan otel odasının zeminine
Wandered to L.A. hopin’ to explore
– L. A.’ umut için gezindi keşfetmek için
Little did I know, I’d find a little more
– Biraz bilseydim, biraz daha fazlasını bulurdum.
Love at my hotel room door
– Otel odamın kapısında aşk
From the bed to the hotel room floor
– Yataktan otel odasının zeminine
Ooh, ooh, I’m the elephant in the room
– Ooh, ooh, ben odadaki filim.
Ooh, ooh, my nightmares are startin’ to come true
– Ooh, ooh, kabuslarım gerçekleşmeye başladı
Kategoriler