You said you were sober
– Ayık olduğunu söylemiştin.
So I let you come over
– Bu yüzden gelmene izin verdim
Your words pulled me closer
– Sözlerin beni yaklaştırdı
But your words fuck me over
– Ama sözlerin beni mahvetti
I kept on denyin’
– İnkar etmeye devam ettim
So you kept on tryin’
– Yani denemeye devam ettin
You went too far for closure
– Kapanmak için çok ileri gittin.
Too far fucked me over
– Çok ileri beni becerdin
I could just lie here, say, “It’s okay”
– Burada uzanıp, “Sorun değil” diyebilirim.
When I wanna rip all the doors off this place
– Buranın tüm kapılarını sökmek istediğimde
Set it on fire, and just walk away
– Ateşe ver ve çekip git
So I can feel anything else but this weight
– Bu yüzden bu ağırlıktan başka her şeyi hissedebiliyorum
‘Cause I let you in when I needed space
– Çünkü boşluğa ihtiyacım olduğunda seni içeri aldım
And you crossed a line when I pushed you away
– Ve seni uzaklaştırdığımda çizgiyi aştın
How could you? How could you?
– Nasıl yaparsın? Nasıl yaparsın?
Oh, I more than regret you
– Oh, senden daha çok pişmanım
You’ve convinced yourself, I let you
– Kendini ikna ettin, sana izin verdim
But the version of me never met you
– Ama benim versiyonum seninle hiç tanışmadı
Never let you in my bedroom
– Yatak odama girmene asla izin vermem
Oh, all those shitty lines and cookie blinds
– Oh, tüm o boktan çizgiler ve kurabiye panjurları
And cheap red white stains
– Ve ucuz kırmızı beyaz lekeler
Suicide to change my mind and keep me afraid
– Fikrimi değiştirmek ve beni korkutmak için intihar
You want me to lie here, you say, “It’s okay”
– Burada yatmamı istiyorsun, “Sorun değil” diyorsun.
When I wanna rip all the doors off this place
– Buranın tüm kapılarını sökmek istediğimde
Set it on fire, and just walk away
– Ateşe ver ve çekip git
So I can feel anything else but this weight
– Bu yüzden bu ağırlıktan başka her şeyi hissedebiliyorum
‘Cause I let you in when I needed space
– Çünkü boşluğa ihtiyacım olduğunda seni içeri aldım
And you crossed a line when I pushed you away
– Ve seni uzaklaştırdığımda çizgiyi aştın
How could you? How could you?
– Nasıl yaparsın? Nasıl yaparsın?
I once loved a liar
– Bir zamanlar bir yalancıyı severdim
‘Cause he knew my name
– Çünkü adımı biliyordu
But rewrite the story
– Ama hikayeyi yeniden yaz
Make me the blame, oh, but you
– Beni suçla, oh, ama sen
Kategoriler