Kategoriler
J Şarkı Sözleri Çevirileri

Jennifer Lopez – All I Have Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

It’s very special
– Bu çok özeş
All my love…
– Tüm sevgim…

(Baby, don’t go)
– (Bebek,gitme)
(Baby, don’t go) Yeah
– (Bebek,gitme)
(Baby, don’t go, uh)
– (Bebek,gitme)
(Baby, don’t go) Yeah
– (Bebek,gitme)
(Baby, don’t go)
– (Bebek,gitme)
(Baby, don’t go) Yeah, yeah
– (Bebek,gitme)
(Why you act like that)
– (Neden öyle rol yapıyorsun?)

It’s such a shame, but I’m leavin
– Bu nasıl bir utanç, ama terk ediyorum
Can’t take the way you mistreated me
– Bana yanlış davranışlarını kaldıramıyorum
And it’s crazy, but oh, baby
– Ve bu çılgınca,ama oh, bebek
It don’t matter, whatever, don’t phase me
– Umursamıyorum, hatta, beni aşamadın

Uh, uh, uh
– Uh, uh, uh
I don’t believe you wanna leave like this
– Bu şekilde terk etmek istediğine inanmıyorum
I don’t believe I just had my last real kiss
– Sadece son gerçek öpücüğü aldığıma inanmıyorum
I do believe we’ll laugh and reminisce
– Güleceğimize ve eski anılardan koluşacağımıza inanıyorum
Wait a minute, don’t bounce, baby, let’s talk about this, man
– Bir dakika bekle, sıçrama, bebek, bunun hakkında konuşalım, adamım

Well, I’m bouncin’ and I’m out, son
– Sıçrıyorum ve dışardayım, oğlum
I gotta leave you alone
– Seni yalnız bırakıyorum

‘Cause I’m good holdin’ my spot
– Çünkü ben lekelerimi iyi tutarım
And I’m good reppin’ the girls on the block
– Ve bloktaki kızları iyi satarım
And I’m good, I got this thing on lock
– Ve iyiyim, bu şeye kilitli olarak sahibim
So without me you’ll be fine, right
– Yani bensiz sen iyi olacaksın, doğru

All my pride is all I have
– Bütün gururum sahip olduğum şeyler kadar
(Pride is what you had, baby girl, I’m what you have)
– (Gururun sahip olduğun şeyler kadar, bebek kız, ben ne sahip olduğun kadarım)
You’ll be needin’ me, but too bad
– Beni isteyeceksin, ama çok kötü
(Be easy, don’t make decisions when you mad)
– (Kolay ol, çılgınken kararlar verme)

You had to your choice to run alone
– Yalnız koşmak için seçim yaptın
(I know you’re independent, you can make it on your own)
– (Bağımsız olduğunu biliyorum, kendi başına yapabilirsin onu)
Here with me you had a home, oh, yeah
– Benimle burda bir evin var, oh, yeah
(But time is of the essence, why spend it alone, huh)
– (Ama hakikatın zamanı, neden yalnız harcadın onu, huh)

The nights I waited up for you (Oh, boy)
– Seni beklediğim geceler (oh,sen)
Promises you made about comin’ through
– Geleceğine dair söz vermiştin
So much time you wasted
– Harcadığın onca zaman
That’s why I had to replace you
-Bu yüzden yerini değiştirdim

Uh, uh, uh
– Uh, uh, uh
It makes a cat nervous, the thought of settlin’ down
– Bir kediyi huzursuz yapar, sakinleştirme düşüncesi
Especially me, I was creepin’ all over town
– Özellikle ben, sürünüyordum
I thought my tender touch could lock you down
– Şefkatli dokunuşum kilitlerini açar diye düşündüm
I knew I had you, as cocky as it sounds
– Sana sahip olduğumu biliyorum, duyulduğu kadar ukala
That’s the way you used to giggle right before I put it down
– Ben onu bırakmadan önce kıkırdama hakkını kullanma yolunun bu olduğunu gördüm
It’s better when you angry, come here, I’ll prove it now, come here
– Kızgınken daha iyi, buraya gel, şimdi onu kanıtlayacağım, buraya gel

Stop playin, you gamin
– Oynamayı bırak, oynuyorsun
I gotta leave you alone
– Seni yalnız bırakacağım

‘Cause I’m good holdin’ my spot (Stop actin’ like that)
– Çünkü ben lekelerimi iyi tutarım (Öyle rol yapmayı bırak)
And I’m good reppin’ the girls on the block
– Ve bloktaki kızları iyi satarım
(Now you know you need to stop)
– (Şimdi durman gerektiğini biliyorsun)
And I’m good, I got this thing on lock
– Ve iyiyim, bu şeye kilitli olarak sahibim
So without me you’ll be fine, right (Here we go)
– Yani bensiz sen iyi olacaksın, doğru

All my pride is all I have
– Bütün gururum sahip olduğum şeyler kadar
(Pride is what you had, baby girl, I’m what you have)
– (Gururun sahip olduğun şeyler kadar, bebek kız, ben ne sahip olduğun kadarım)
You’ll be needin’ me, but too bad
– Beni isteyeceksin, ama çok kötü
(Be easy, don’t make decisions when you mad)
– (Kolay ol, çılgınken kararlar verme)
You had to your choice to run alone
– Yalnız koşmak için seçim yaptın
(I know you’re independent, you can make it on your own)
– (Bağımsız olduğunu biliyorum, kendi başına yapabilirsin onu)
Here with me you had a home, oh, yeah
– Benimle burda bir evin var, oh, yeah
(But time is of the essence, why spend it alone, huh)
– (Ama hakikatın zamanı, neden yalnız harcadın onu, huh)

People make mistakes to make up, to break
– Kırmak için, yapmak için insanlar hata yapıyorlar
To wake up cold and lonely, chill, baby, you know me
– Soğuk ve yalnız uyanmak için, bebek, beni biliyorsun
You love me, I’m like your homey
– Beni seviyorsun, evin gibiyim
Instead of beef you come hold me
– Dırdır yerine gelip beni sıkıca sar
I promise I’m not a phony
– Sahte olmadığıma sana söz veriyorum
Don’t bounce, baby, console me, come here
– Sıçrama, bebek, beni teselli et, gel buraya

Ain’t nothin’ you can say to me that can change my mind
– Benim fikrimi değişirecek birşey söyleyemezsin
I gotta let you go now
– Gitmene izin vereceğim
And nothin’ will ever be the same, so just be on your way
– Ve hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, yani kendi yoluna git
Go ‘head and do your thing now
– Git ve kendi işine bak
And there’s no more to explain to me, you no
– Ve bana açıklayacağın birşey yok
I know your game and I’m feelin’ what you do
– Oyun oynadığını biliyorum ve ne yaptığını biliyorum

All my pride is all I have
– Bütün gururum sahip olduğum şeyler kadar
(Pride is what you had, baby girl, I’m what you have)
– (Gururun sahip olduğun şeyler kadar, bebek kız, ben ne sahip olduğun kadarım)
You’ll be needin’ me, but too bad
– Beni isteyeceksin, ama çok kötü
(Be easy, don’t make decisions when you mad)
– (Kolay ol, çılgınken kararlar verme)
You had to your choice to run alone
– Yalnız koşmak için seçim yaptın
(I know you’re independent, you can make it on your own)
– (Bağımsız olduğunu biliyorum, kendi başına yapabilirsin onu)
Here with me you had a home, oh, yeah
– Benimle burda bir evin var, oh, yeah
(But time is of the essence, why spend it alone, huh)
– (Ama hakikatın zamanı, neden yalnız harcadın onu, huh)S