Kategoriler
I Şarkı Sözleri Çevirileri

ITZY – SNEAKERS Korece Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

Yeah, yeah
– Evet, evet
Let’s go, like what
– Gidelim, ne gibi

자유로운 기분, I like that
– Çekinmeyin, hoşuma gitti.
고민 따윈 already done, done (Done, done)
– Endişe zaten bitti, bitti (Bitti, bitti)
색안경 끼고 보는 게 죄지
– Güneş gözlüğü takıp onlara bakmak günahtır.
That’s not my fault, woah
– Bu benim hatam değil, woah.
Told ya I don’t care at all
– Sana hiç umursamadığımı söylemiştim.
내 멋대로 갈 거야 (Oh)
– Kendi yoluma gideceğim (Oh)
필요 없어, order
– Gerek yok, sipariş verin.
Don’t need no guidance, I’m makin’ my way
– Hayır rehbere ihtiyacı yok, makin’ my way ediyorum

I’m on my way up (Top, top)
– Yukarı çıkıyorum (Üstte, üstte)
Run to the top (Ah, ooh)
– Zirveye koş (Ah, ooh)
난 언제든 straight up (Alright)
– Ben her zaman dürüstüm (Tamam)
원래 두려운 게 없어 난
– Hiçbir şeyden korkmuyorum.

상관없어, call me trouble
– Önemli değil, bana bela de.
Or you can call me weirdo, 나로 살고 싶어
– Ya da bana tuhaf diyebilirsin, seninle yaşamak istiyorum.
턱 끝을 치켜올린 채로
– çenenin ucu yukarıdayken.
다 가질 듯한 attitude, 그거면 돼 (I)
– tutum, göründüğü gibi, o (ben)var

Put my sneakers on
– Üzerinde ayakkabı koymak
하나, 둘, ready, get set, go
– bir, iki, hazır, hazırlan, git
Put my sneakers on
– Üzerinde ayakkabı koymak
Put ’em up, put ’em up (Yeah, yeah)
– Kaldır, kaldır (Evet, evet)
Put my sneakers on
– Üzerinde ayakkabı koymak
하나, 둘, ready, get set, go
– bir, iki, hazır, hazırlan, git
멀리 가보자고, yeah, yeah
– Hadi gidelim, evet, evet
Put ’em up, put ’em up (Yeah, yeah)
– Kaldır, kaldır (Evet, evet)

기다리던 순간, stand up, stand up
– Beklediğin an, ayağa kalk, ayağa kalk
빨리 뛰는 심장, don’t stop, don’t stop
– Hızlı kalp atışı, durma, durma
Get loose, 불태워, 지금 my youth
– Kaybol, yak onu, şimdi gençliğim
지금 my youth, yeah
– Şimdi gençliğim, evet
The party ain’t started
– Parti başlamadı.
시작도 안 했어 난 (Oh)
– Daha başlamadım bile.
요즘 꽂힌 말이 하나 있지
– Bugünlerde sıkışıp kalmış bir şey var.
My best is yet to come
– Elimden gelenin en iyisi henüz gelmedi

상관없어, call me trouble
– Önemli değil, bana bela de.
Or you can call me weirdo, 나로 살고 싶어 (Oh)
– Ya da bana tuhaf diyebilirsin, yaşamak istiyorum (Oh)
턱 끝을 치켜올린 채로
– çenenin ucu yukarıdayken.
다 가질 듯한 attitude, 그거면 돼 (I)
– tutum, göründüğü gibi, o (ben)var

Put my sneakers on
– Üzerinde ayakkabı koymak
하나, 둘, ready, get set, go
– bir, iki, hazır, hazırlan, git
Put my sneakers on (That’s right)
– Spor ayakkabılarımı giy (Bu doğru)
Put ’em up, put ’em up (Yeah, yeah)
– Kaldır, kaldır (Evet, evet)
Put my sneakers on
– Üzerinde ayakkabı koymak
하나, 둘, ready, get set, go (Get set, go)
– bir, iki, hazır, hazır ol, git (Hazır ol, git)
멀리 가보자고, yeah, yeah
– Hadi gidelim, evet, evet
Put ’em up, put ’em up (Yeah, yeah)
– Kaldır, kaldır (Evet, evet)

자유롭게 뛰고 싶어 다른 사람
– Özgürce koşmak isteyen diğerleri
시선들, don’t care now (Hey, hey)
– Bak, şimdi umurumda değil (Hey, hey)
어디까지 가게 될지 모르지만
– Nereye gittiğimizi bilmiyorum.
일단은 start right now
– hemen başlayın
Yeah, alright (Alright)
– Evet, tamam (Tamam)
멈추지 마 to the top (Yeah)
– Zirveye çıkma (Evet)
Don’t worry ’bout it
– Merak etme olurdu
‘Cause you know I put my sneakers on
– Çünkü spor ayakkabılarımı giydiğimi biliyorsun.

상관없어, call me trouble
– Önemli değil, bana bela de.
Or you can call me weirdo, 나로 살고 싶어 (I live my life)
– Ya da bana tuhaf diyebilirsin, hayatımı yaşıyorum
턱 끝을 치켜올린 채로 (Ooh-ooh)
– Çenenin ucu kaldırılmış (Ooh-ooh)
다 가질 듯한 attitude, 그거면 돼
– tutum, göründüğü gibi, o kadar.
You better put your sneakers on
– Spor ayakkabılarını giysen iyi olur.

Put my sneakers on
– Üzerinde ayakkabı koymak
하나, 둘, ready, get set, go
– bir, iki, hazır, hazırlan, git
Put my sneakers on
– Üzerinde ayakkabı koymak
Put ’em up, put ’em up (Yeah, yeah)
– Kaldır, kaldır (Evet, evet)
Put my sneakers on (Put ’em on now)
– Ayakkabılarımı giy (Hemen giy)
하나, 둘, ready, get set, go (Oh, yeah)
– bir, iki, hazır, hazırlan, git (Oh, evet)
멀리 가보자고, yeah, yeah
– Hadi gidelim, evet, evet
Put ’em up, put ’em up (Yeah, yeah)
– Kaldır, kaldır (Evet, evet)

자유롭게 뛰고 싶어 다른 사람
– Özgürce koşmak isteyen diğerleri
시선들, don’t care now (Hey, hey)
– Bak, şimdi umurumda değil (Hey, hey)
어디까지 가게 될지 모르지만
– Nereye gittiğimizi bilmiyorum.
일단은 start right now
– hemen başlayın
Yeah, alright (Alright)
– Evet, tamam (Tamam)
멈추지 마 to the top (Yeah)
– Zirveye çıkma (Evet)
같이 걸어 가보자고 (Oh)
– Birlikte yürüyelim (Oh)
(Put ’em up, put ’em up) Yeah, yeah
– (Kaldır, kaldır) Evet, evet