Panic in the skies
– Gökyüzünde panik
It’s panic in the sky
– Gökyüzünde panik var.
Worse down below
– Aşağıda daha da kötüsü
There’s nowhere to go
– Gidecek bir yer yok
You better run and hide
– Daha iyi çalıştırmak ve gizlemek
Take yo’ ass inside
– Kıçını içeri al.
If you don’t go, breathe the air
– Gitmezsen, havayı soluyacaksın.
You mightn’t stay alive
– Hayatta kalmak eski
We mightn’t stay alive
– Hayatta kalmak bilir miyiz
Are you down to ride?
– Binmek için indin mi?
Yeah, we down to riot
– Evet, ayaklanmaya gidiyoruz.
I said, we down to riot
– İsyan edeceğiz dedim.
Sorry mama, I tried my best
– Üzgünüm anne, elimden geleni yaptım.
To no longer be polite
– Artık kibar olmamak için
They tried to take my life
– Hayatımı almaya çalıştılar.
And they take my rights
– Ve haklarımı alıyorlar
Yeah, it’s a sign
– Evet, bu bir işaret.
A sign of the times
– Zamanın bir işareti
Time of the sign
– İşaretin zamanı
Look to the sky
– Gökyüzüne bak
Look down below
– Aşağıya bak
Watch where it go
– Gitmek yere dikkat et
You know what you know
– Ne bildiğini biliyorsun.
You know what you know
– Ne bildiğini biliyorsun.
Yeah
– Evet
Stop, drop and roll
– Dur, bırak ve yuvarlan
As far as how they roll
– Nasıl yuvarlandıklarına gelince
Yeah, they say they ten toes
– Evet, on ayak parmağı olduğunu söylüyorlar.
But you just waddle with your toes
– Ama sadece ayak parmaklarınla sallanıyorsun.
You say you live for this pose, yeah
– Bu poz için yaşadığını söylüyorsun, evet
How hot the stoves? Yeah
– Sobalar ne kadar sıcak? Evet
Keep the chin high
– Çenenizi yüksek tutun
Fe, fi, fo, they say they anybody’s foes
– Fe, fi, fo, kimsenin düşmanı olduğunu söylüyorlar.
Let’s see your footwork
– Ayak işlerini görelim.
And let’s see how your feet work
– Ve ayaklarının nasıl çalıştığını görelim.
Let’s see how you roll
– Nasıl yuvarlandığını görelim.
This that good work
– Bu iyi bir iş
I’ll tell you how it roll
– Sana nasıl döndüğünü anlatacağım.
I say like everything must go
– Sanki her şey gitmeli diyorum.
Better grab your kid and your phone
– Çocuğunu ve telefonunu alsan iyi olur.
Better grab your fish and your fish bowl
– Balığını ve balık kaseni alsan iyi olur.
All the glitter ain’t gold so how it make you feel in your bones?
– Tüm bu parıltılar altın değil, kemiklerinde nasıl hissediyorsun?
Everything that you grow
– Büyüdüğün her şey
Everything that bring heart to your home
– Evinize kalp getiren her şey
This temple ain’t so cold
– Bu tapınak o kadar soğuk değil.
Look at this temperature, it’s so Grab everything that you own
– Şu sıcaklığa bak, sahip olduğun her şeyi yakala.
But not everything that you own
– Ama sahip olduğun her şey değil
You got two arms that you can hone
– Bileyebileceğin iki kolun var.
Lift with two arms and move on
– İki kolla kaldırın ve devam edin
Yeah, nobody knows
– Evet, kimse bilmiyor
Mouth gone cold, nobody knows
– Ağzı soğumuş, kimse bilmiyor
House gone cold, nobody knows
– Ev soğudu, kimse bilmiyor
Nobody knows, nobody knows
– Kimse bilmiyor, kimse bilmiyor
Nobody knows
– Kimse bilmiyor
Let’s see how your feet work, let’s see how you roll
– Ayaklarının nasıl çalıştığını görelim, nasıl yuvarlandığını görelim
Let’s see how your feet work, let’s see how you roll
– Ayaklarının nasıl çalıştığını görelim, nasıl yuvarlandığını görelim
Let’s see how your feet work, let’s see how you roll
– Ayaklarının nasıl çalıştığını görelim, nasıl yuvarlandığını görelim
Let’s see how your feet work, let’s see how you roll
– Ayaklarının nasıl çalıştığını görelim, nasıl yuvarlandığını görelim
Let’s see
– Bakalım
Kategoriler