Oh, oh-oh, ooh-woah
– Oh, oh-oh, ooh-woah
Oh, oh-oh, woah, oh
– Oh, oh-oh, woah, oh
Oh, oh-oh, oh, oh, oh, mm
– Oh, oh-oh, oh, oh, oh, mm
Was it all my fault?
– Hepsi benim suçum muydu?
Maybe one day, I’ll grow
– Belki bir gün büyüyeceğim.
I’m not fixin’ what broke us
– Bizi kıran şeyi düzeltmiyorum.
Instead, I’m
– Bunun yerine, ben
In this ride and I barely know her
– Bu yolculukta ve onu zar zor tanıyorum.
But she already know what it is
– Ama ne olduğunu zaten biliyor.
Oh-oh, oh-oh
– Oh-oh, oh-oh
I’m not lookin’ for the one
– Biri arıyor değilim
Later, but for now I’m havin’ fun
– Sonra, ama şimdilik eğleniyorum.
I’m done ’cause I always get hurt
– İşim bitti çünkü her zaman incinirim.
Won’t be here for long
– Burada uzun sürmeyecek
Baby, you can hate me if you want
– Bebeğim, istersen benden nefret edebilirsin.
But now, I gotta put myself first
– Ama şimdi önce kendimi koymalıyım.
We can kiss, we can touch and do it often (Ooh, ooh)
– Öpüşebiliriz, dokunabiliriz ve sık sık yapabiliriz (Ooh, ooh)
But if you’re here lookin’ for love, that’s when you lost me (You lost me, you lost me)
– Ama eğer burada aşkı arıyorsan, o zaman beni kaybettin (Beni kaybettin, beni kaybettin)
Hey, yeah, yeah
– Hey, evet, evet
We can kiss, we can touch and do it often (Often)
– Öpüşebiliriz, dokunabiliriz ve sık sık yapabiliriz (Sık Sık)
But if you’re here lookin’ for love, that’s when you lost me (You lost me, you lost me)
– Ama eğer burada aşkı arıyorsan, o zaman beni kaybettin (Beni kaybettin, beni kaybettin)
Hey, yeah, yeah
– Hey, evet, evet
Oh, oh-oh, ooh-woah (Lost me)
– Oh, oh-oh, ooh-woah (Beni kaybettim)
Oh, oh-oh, woah, oh (Lost me)
– Oh, oh-oh, woah, oh (Beni kaybettim)
Oh, oh-oh, oh, oh, oh, mm (Lost me)
– Oh, oh-oh, oh, oh, oh, mm (Beni kaybettim)
Nights spent all alone (Hate it)
– Yapayalnız geçirilen geceler (Nefret ediyorum)
Won’t be here for long (Face it)
– Uzun süre burada olmayacak (Kabul et)
Put your number in my phone, but don’t save it (Please, don’t, please, don’t fall for me)
– Numaranı telefonuma koy, ama kaydetme (Lütfen, yapma, lütfen, bana aşık olma)
Visit once or twice and then you made assumptions
– Bir veya iki kez ziyaret edin ve sonra varsayımlarda bulundunuz
Thinkin’ it was more
– Düşünmeye daha fazla oldu
Now you’re understandin’ that it all meant nothin’
– Şimdi her şey demekti understandin’ sensin
To me, yeah
– Benim için, evet
I’m not lookin’ for the one (One)
– Bir (Tek)için bakmıyorum
Later, but for now I’m havin’ fun (I’m havin’ fun)
– Sonra, ama şimdilik eğleniyorum (eğleniyorum)
I’m done ’cause I always get hurt
– İşim bitti çünkü her zaman incinirim.
Won’t be here for long
– Burada uzun sürmeyecek
Baby, you can hate me if you want
– Bebeğim, istersen benden nefret edebilirsin.
But now, I gotta put myself first
– Ama şimdi önce kendimi koymalıyım.
We can kiss, we can touch and do it often (Often)
– Öpüşebiliriz, dokunabiliriz ve sık sık yapabiliriz (Sık Sık)
But if you’re here lookin’ for love, that’s when you lost me (You lost me, you lost me, yeah)
– Ama eğer burada aşkı arıyorsan, o zaman beni kaybettin (Beni kaybettin, beni kaybettin, evet)
Hey, yeah, yeah
– Hey, evet, evet
Oh, oh-oh, ooh-woah (Lost me)
– Oh, oh-oh, ooh-woah (Beni kaybettim)
Oh, oh-oh, woah, oh (Lost me)
– Oh, oh-oh, woah, oh (Beni kaybettim)
Oh, oh-oh, oh, oh, oh, mm (Lost me)
– Oh, oh-oh, oh, oh, oh, mm (Beni kaybettim)
It wasn’t all my fault (Mm-mm)
– Hepsi benim hatam değildi (Mm-mm)
Just thought I’d let you know (Yeah, yeah)
– Düşündüm biliyor musun (Evet, Evet)izin verirdim
Something’s gotten into me
– İçimde bir şey var
Ever since you let me go
– Gitmeme izin verdiğinden beri
No matter how good you think somebody is
– İyi biri sence nasıl olursa olsun
Always protect your heart
– Her zaman kalbini koru
There’s no such thing as a perfect relationship
– Mükemmel bir ilişki diye bir şey yoktur.
Because there’s no such thing as perfect people
– Çünkü mükemmel insanlar diye bir şey yoktur.
So just learn from it and move forward
– Bu yüzden sadece ondan öğren ve ilerle
Kategoriler