Ooh
– Ooh
Balloons are deflated
– Balonlar söndü
Guess they look lifeless like me
– Cansız bana benziyorlar sanırım
We miss you on your side of the bed, mmm
– Seni yatağın yanında özlüyoruz, mmm
Still got your things here
– Eşyaların hala burada.
And they stare at me like souvenirs
– Ve bana hediyelik eşya gibi bakıyorlar.
Don’t wanna let you out my head
– Seni kafamdan atmak istemiyorum.
Just like the day that I met you, the day I thought forever
– Tıpkı seninle tanıştığım gün, sonsuza dek düşündüğüm gün gibi.
Said that you love me, but that’ll last for never
– Beni sevdiğini söyledi ama bu asla sürmeyecek
It’s cold outside like when you walked out my life
– Dışarısı soğuk, tıpkı hayatımdan çıktığın zamanki gibi.
Why you walk out my life?
– Neden hayatımdan çıktın?
I get like this every time
– Bu gibi her zaman alırım
On these days that feel like you and me
– Bu günlerde sen ve ben gibi hissediyorum
Heartbreak anniversary
– Kırık kalp yıldönümü
‘Cause I remember every time
– Çünkü her seferinde hatırlıyorum.
On these days that feel like you and me
– Bu günlerde sen ve ben gibi hissediyorum
Heartbreak anniversary, do you ever think of me?
– Kırık kalp yıldönümü, beni hiç düşündün mü?
(Oh-ooh) No
– (Oh-ooh) Hayır
(Ooh) No, no, no
– (Ooh) Hayır, hayır, hayır
(Ooh, ooh) Ooh, nah (Ooh)
– (Ooh, ooh) Ooh, hayır (Ooh)
I’m buildin’ my hopes up
– Umutlarımı biriktiriyorum.
Like presents unopened ’til this day
– Bu güne kadar açılmamış hediyeler gibi
I still see the messages you read, mmm
– Okuduğun mesajları hala görüyorum, mmm
I’m foolishly patient (Foolishly patient)
– Aptalca sabırlıyım (Aptalca sabırlıyım)
Can’t get past the taste of your lips (Taste of your lips)
– Dudaklarının tadını geçemiyorum (Dudaklarının tadı)
Don’t wanna let you out my head
– Seni kafamdan atmak istemiyorum.
Just like the day that I met you, the day I thought forever
– Tıpkı seninle tanıştığım gün, sonsuza dek düşündüğüm gün gibi.
Said that you love me but that’ll last for never
– Beni sevdiğini söyledi ama bu asla sürmeyecek
It’s cold outside like when you walked out my life
– Dışarısı soğuk, tıpkı hayatımdan çıktığın zamanki gibi.
Why you walk out my life? (My life)
– Neden hayatımdan çıktın? (Hayatım)
I get like this every time
– Bu gibi her zaman alırım
On these days that feel like you and me
– Bu günlerde sen ve ben gibi hissediyorum
Heartbreak anniversary
– Kırık kalp yıldönümü
‘Cause I remember every time
– Çünkü her seferinde hatırlıyorum.
On these days that feel like you and me
– Bu günlerde sen ve ben gibi hissediyorum
Heartbreak anniversary, do you ever think of me?
– Kırık kalp yıldönümü, beni hiç düşündün mü?
(Oh-ooh) Of me
– Benden (Oh-ooh)
(Ooh) ‘Cause I think of you, think of you
– Seni düşünüyorum (Ooh) Çünkü, seni düşünüyorum
(Ooh, ooh, ooh-ooh)
– (Ooh, ooh, ooh-ooh)
Kategoriler